Özet:
Seçimi yapmış ve gerekse imar ulaşım atanları Nüfusu 10 milyonu geçen sanayi, eğitim-kültür ve hizmetler sektörünün ağırlıkta olduğu İstanbul şehri kendi kırsalından olduğu kadar, tüm Türkiye'den göç almıştır. Aşırı nüfus artışıyla kuzeyde yer alan doğal kaynak alanları (ormanlar, su kaynakları, bentler) güneydeki yerleşim alanlarının baskısı altında kalmıştır. Doğal kaynakların tüketilmesi sonucu ekolojik yapıda meydana gelen değişiklikler çevre sorunları ve insan sağlığı ile ilgili sorunları da beraberinde getirmektedir. İstanbul'un Avrupa yakasında yer alan tarihte mesire alanı olarak kullanılan Kağıthane Vadisi ile Alibeyköy Vadisi, Haliç-Boğaz Koridoru ile beraber şehre sürekli temiz hava akımlarını sağlamışlardır. Ancak günümüzde endüstri ve konut alanları tarafından işgal edilen vadilerin topografik yapısına da bağlı olarak başta Kağıthane ve Alibeyköy Vadileri, olmak üzere Haliç bölgesi İstanbul'da ekolojik yapıda meydana gelen değişiklikler sebebiyle oluşan çevre sorunları şiddetle hissedilmektedir. Bu sorunların kaynağını yanlış yer endüstri alanları ile gerek kaçak olarak yapılan planı kararlarıyla getirilen konut alanları, oluşturmaktadır. Konutların ısınma maksadıyla tükettikleri fosil yakıt sonucu açığa çıkan kirletici gazlar ve partiküler maddeler ile fosseptik çukurlardan sızan atık sular ve endüstriyel tesislerin prosesleri esnasında açığa çıkan kirletici gazlar, partiküler maddeler, sıvı atıklar, gürültü, motorlu taşıtların hareketleri esnasında çıkardıkları gazlar, ağır metaller, gürültü vadinin topografik yapısı içinde yoğunlaşmaktadır. Yapılaşma maksadıyla bitkilerin kesilmesi sonucu erozyon olgusu ortaya çıkmıştır. Tüm bu sebeplerden dolayı Kağıthane ve Alibeyköy dereleri kirlenmiş, Alibeyköy Barajı içilebilir ham su kalitesi düşmüş ve Haliç taşınan kirlilik materyalleri ile dolmuştur. Kağıthane ve Alibeyköy vadilerinde kuzeyden gelen temiz hava akımlarının hızı yapılaşmadan dolayı büyük oranda azalmış olmasına ve in versiyon olgusunun da sık yaşanmasına bağlı olarak hava kirliliği Kağıthane ve Alibeyköy vadilerinde yoğunlaştığı gibi, Haliç ve Halic'e cepheli bölgeler İstanbul'da hava kirliliğinin en yoğun olarak yaşandığı yer olmuştur. Toprağa atılan zararlı maddeler ve asit yağışları ile toprak kirlenmesi sorunu ortaya çıkmıştır. Ulaşımdan ve endüstriden kaynaklanan gürültü vadilerin topografyası içinde hapsolmuştur. Yeşil bitki örtüsü ile kaplı bu alanlarda artık silueti konutların çatılarıyla çizilen vadi yamaçları ve tabandaki kirli- paslı endüstri görsel açıdan da kirlilik arz etmektedir.