Özet:
Taşınır ve taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının insanlık tarihi kadar eski bir geçmişi vardır. İlk koruma olgusunda, günümüz bilinci ile geleceğe belge aktarma endişesi olmasa da yine de bir saklama ve sakınma vardır. Temeli obje ölçeğinde müzecilik olan, koruma olgusu tek bina ölçeğinden zamanla yerini korumayı kentsel çevre içinde ele alan anlayışa bırakmış, günümüzde ise çevre/ doğa bütünü içinde düşünme gerekliliğine kadar genişlemiştir. Bu çalışmanın amacı, ülkemizde koruma konusunda yaşanan kavramsal ve kurumsal belirsizliği ortaya koyarak, Türkiye'de koruma çalışmalarım yürüten kurumlar ile, yardıma kamu kuruluşlarının ilişkilerini ve korumayı sağlamak üzere yürürlükte bulunan yasalarla kurumların eşgüdüm ve ilişkilerini irdelemektir. Bu irdelemenin sonucunda günümüzde ülkemiz kültür ve tabiat varlıklarının korunmasına ilişkin örgütlenme ve sorunlara yönelik temel saptamalar yapılmaya çalışılacaktır. Dört bölümden oluşan tezin I.Bölümünde koruma olgusu, korunacak değer ve kapsamları ile birlikte dünyadan çeşitli örnekler ile koruma düşüncesinin gelişimi tanımlanmıştır. II.Bölümde ülkemizde tarihi çevre koruma kavramının gelişimi yasal sistem ve kurumsal yapı şeklinde ele alınmış ve yine bu bölümde tarihi çevre korumanın sorunlarına yer verilmiştir. III.Bölümde ülkemizde kültür ve tabiat varlıklarının korunmasına ilişkin örgütlenme, kurumlar arası ilişkiler ve bu konudaki sorunlar ortaya konulmaya çalışılmıştır. IV.Bölümde ise günümüzde kültür ve tabiat varlıklarının korunmasında temel kurum olan Kültür Bakanlığı ve Koruma Kurullarının işlerliğini ve yaşanan sorunları örneklemek üzere Edirne Kültür ve Tabiat Varlıklarım Koruma Kurulu'nun kararlan, diğer kurumlar ile ilişkileri irdelenmiştir. Bu örnekleme çalışmasından hareketle koruma konusundaki kurumsal yapının sorunları genellenmeye çalışılmıştır.