Özet:
Ülkemiz yenilenemez doğal kaynaklar içerisinde madenler önemli bir paya sahip olmakla birlikte üretim ve tüketim safhalarında çevre ile uyumlu teknolojilerin kullanılmayışı nedeniyle, madencilik faaliyetlerinin yapıldığı alanlarda, doğal peyzajın yapısında bozulmalar meydana gelmektedir. Endüstriyel kullanım sonucu tahrip edilmiş, bozulmuş alanların doğa onarım çalışmaları rehabilitasyonu ve biyolojik üretim potansiyelinin arttırılması, sahip olduğu peyzaj kalitesinin arttırılması, yine doğal peyzajın bozulması sonucu meydana gelmiş olan hava, su, toprak, gürültü ve görsel kirlilik gibi çevre sorunlarının ve yakın çevre ekonomik ve sosyal koşullarının düzeltilmesini gerekli kılmaktadır. Dünyadaki yasal düzenlemeler ve uygulamalar, madencilik faaliyetleri nedeniyle bozulan arazinin, madencilik faaliyetleri sona erdiğinde yeniden düzenlenmesini ve çevre korunmasını gerekli kılmakta ve yasalarla desteklemektedirler. Yine dünyadaki, Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) birçok kuruluşla ortak hazırlanmakta, çevreye olabilecek etkiler belirlenmekte ve olumsuz etkilerin giderilmesi için alınacak önlemler tavsiye edilmektedir. Ülkemizde ise ÇED yönetmeliğinin yürürlüğe girmesi ile madencilik faaliyetleri sonrası bozulan arazilerin yeniden düzenlenmesi çalışmaları önem kazanmıştır. Ülkemizde maden ve enerji kaynaklarının çoğu ormanlık alanlarda bulunduğundan, madencilik faaliyetlerinin doğal peyzaj üzerindeki olumsuz etkilerinin en aza indirgenerek yapılması gerekmektedir. Bu tez çalışması kapsamında, üretimi bitmiş maden ocaklarının rehabilitasyonu ve doğaya yeniden kazandırılması, Dünya'da ve Türkiye'de doğa onarım çalışmaları ile ilgili örnekler irdelenerek, yasal ve yönetsel mevzuat değerlendirilmiştir. Açık ocak madenciliği sonucu bozulmuş olan doğal peyzajın, doğa onarım ve yenileme çalışmaları kapsamında, rehabilitasyonu ve doğaya yeniden kazandırılması "Şile-Avcıkoru" örneğinde irdelenmiştir.