Özet:
Elinizdeki çalışmanın asıl amacı, Muhyiddin Çelebi'nin Hızırname adlı eserinin transkripsiyonunu (yazı çevrimini) yapmak, eserin 15. yüzyıl içerisinde bu türde yazılmış dini ve tasavvufi eserler arasındaki yerini ve önemini vurgulamak; daha da önemlisi eserde yer alan söz varlığını ortaya çıkararak söz konusu dönemle dilbilgisi açısından ve edebi açıdan karşılaştırma yapabilmektir.Bu amaç doğrultusunda çalışmamızı eserin, önsöz bölümünde ayrıntılı künyesi verilmiş olan Atatürk Kitaplığı nüshası ile yürüttük. Bunun yanı sıra Hızırname adlı eserin elimizdeki Atatürk Kitaplığı nüshası ile diğer nüshaları, aralarındaki farklılıkları göstererek karşılaştırdık. Bu karşılaştırmayı yaparken, eserin içerisinde yer alan olağanüstü öyküleri; efsanevi, dini ve mucizevi karakterleri ve yer adlarını inceledik. Eserin içeriğinde yer alan bu öykülere temel oluşturan Hızır, ab-ı hayat gibi kavramlar üzerinde durarak bunların Türk-İslam inançları arasındaki yerini ve toplumsal hayatı nasıl etkilediklerini tartıştık. Bunu ele almamızdaki temel amaç 15. yüzyıldaki toplumsal değişmenin etkisinde gelişen edebiyat ve dilin, Hızırname adlı esere nasıl yansıdığını ortaya koyabilmekti. Atatürk Kitaplığı nüshası ile sonraki bölümlerde bahsedilecek olan diğer nüshaların söz varlığı karşılaştırıldığında görüldü ki elimizdeki nüsha edebi açıdan ve ses bilgisi açısından diğer nüshalarda olmayan tamamen farklı sözcükler içermekte; bunun yanı sıra onlarla benzerlik gösteren özellikleri de içinde barındırmakta. 15. yüzyıl Eski Anadolu Türkçesi ile yazılan eserin söz varlığı incelendiğinde görüldü ki içerdiği sözcüklerden bir bölümü bugünkü Türkçe'de kullanılmayan arkaik sözcüklerdir. Bir bölümü ise günümüzde Anadolu Ağızlarında yaşamaya devam etmektedir. Dolayısıyla çalışmamıza esas teşkil eden eserin bu nüshası, hem geçmişin Türkçesinin izlerini taşıması nedeniyle bugünkü araştırmacılara kaynak olacak niteliğe sahip önemli bir eser hem de 15. yüzyıl tasavvuf anlayışını saf bir dil ve samimi bir anlatımla bizlere sunan, türünün bir başucu kitabı olma niteliği taşımaktadır.