Özet:
Müze kurumsal olarak toplum içindeki duruşu ve koleksiyonu ile bir iletiye sahiptir. Çoğunlukla bu iletiyi sergileme yolu ile ziyaretçisine ulaştırır. Müzenin diki olarak gösterilen sergilemeye dilbilim yöntemleri ile bakıldığında, özellikle tarihi önem taşıyan saray müzelerde ziyaretçi açısından kullanılması gereken etkin yol olarak tanımlanmıştır.Tarihi ve sosyal değere sahip Dolmabahçe Sarayı, Tanzimat-Meşrutiyet-Cumhuriyet gibi üç farklı dönemi bünyesinde taşımaktadır. Sarayın sergileme politikası, müze-nesne-ziyaretçi üçlemesi içinde değerlendirilerek ziyaretçi üzerinde oluşturduğu anlam irdelenmiştir. Geçmişle bağlantısı olan bu tür yapıların sergilemelerinde kullandıkları dilin önemi üzerinde durularak yapısalcı ve tarih yazım yöntemlerine bağlı kalarak müzeye ve koleksiyonuna göstergebilimsel açıdan açıklamalar getirilmiştir. Özellikle Ferdinand du Saussure'nin ortaya attığı dilbilim tanımlamaları Barthes ve Pearce'm düşünceleri ile pekiştirilerek Dolmabahçe Sarayı için bütünsel sergilemenin tarih ile temellendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bütünselliği oluşturmada tarihsel bilginin ışığında nesnelerin kullanımının da önemli olduğunun ifade edildiği çalışmada, nesnelerin kendi öz bilgisini ve bütün içindeki bilgisini iletmedeki rolü üzerinde durulmuş, belirlenen nesnelerin gösteren- gösterilen düzleminde dilbilim yöntemlerine dayanarak yorumlaması yapılmıştır.