Abstract:
İlkel çağlardan günümüze her türlü ritüelin, toplumsal meselenin, bilimin ve sanatın konusu olmuş beden, sürekli olarak yeniden tanımlanagelmiştir. Bu dinamik yapı, sinematografik beden için de geçerlidir: Fiziksel varlığıyla zaman içinde sürekli bir hareket halinde olan beden, verili bir gerçeklikten öte, Judith Butler'ın vurguladığı gibi, bir ?oluş kipi?dir. Bedenin sürekli bir performans halinde oluşu, kimliğin oluşum sürecinde de temel etkendir. Bedenin fizik gerçeğinin ortada bulunmadığı bir durumda ise, performanstan söz etmek mümkün görünmemektedir. Bu çalışmada ortaya atılan ?Bedensiz Performans? kavramı tam da bu noktada önem kazanmaktadır.Bedensiz Performans için bedenin fiziksel varlığı zorunlu değildir ?bir beden ideasının kurulması yeterlidir. Sinema, temel öğeleri bakımından, doğrudan bir Bedensiz Performans alanı olarak kabul edilebilir. Genel plan, yakın plan gibi çekim ölçeklerinin insan bedeni temel alınarak belirlenmesi bu önermenin ilksel dayanağıdır: Sinemada insan bedeni, fiziksel görünürlüğünden bağımsız olarak, daha en baştan bir `idea' olarak mevcuttur. Bedensiz Performans, bedene ilişkin bir yokluk algısından öte, bedenin yeniden tanımlanmasını ifade etmektedir.Yeşilçam sineması, sinematografik bedenin inşasına yaklaşımı bakımından, Bedensiz Performans kavramının tartışılması için uygun bir zemin oluşturmaktadır. Türkiye'de yaşayan insanlar söz konusu olduğunda, Yeşilçam sinemasının toplumsal bellekteki yeri de açıkça ortadadır. ?Bedensiz Performans? kavramı, bellekle yakından ilgilidir. Sinematografik aygıtın özellikleri göz önünde bulundurulduğunda, doğrudan bir Bedensiz Performans alanı olarak ele alınabilecek olan sinemanın, bu çalışmanın ilgilendiği Yeşilçam sineması özelinde dikkat çektiği noktalar, söz konusu kavramın anlaşılması ve geliştirilmesi açısından önemlidir.Anahtar Kelimeler: beden, performans, Bedensiz Performans, sinema, Yeşilçam, algı, imge, bellek.