Özet:
Bu tez çalışmasının temel amacı, Ney olarak bilinen enstrümanın günümüzdeki durumunu ve konumunu belirlemektir. Tarihi çok eski zamanlara dayanan bu saz, Hz. Mevlana'dan sonra, enstrüman kimliğinin ötesine geçip, kutsal bir değer haline gelmiştir. O zamandan bu günlere, kutsiyet arz eden bu saz hakkında pek fazla yazılı kaynak ve bilgi kalmamıştır. Günümüzde de ney hakkında sosyolojik ve antropolojik veriler taşıyan makale, kitap ve tez çalışmaları, yeterince araştırma bulunmamaktadır. Oysa, bu enstrüman günümüzde hangi konumda yer almaktadır, çalınışı ve yapımı hakkında neler bilmekteyiz, kimler, hangi düşünce ve müzikal görüşe sahip insanlar kullanmaktadır gibi sorular dikkate değer verileri içermektedir. 2000'li yıllarda küreselleşen dünya kültürüne bir malzeme olan bu saz, geçmişten geleceğe geleneksellik, modernlik ve hatta postmodernlik çizgisinde yol almaktadır. Tezde bu çizgi, her kesimden üslup, stil, tarz ve tavra sahip müzisyen ve yapımcılar ile yapılan röportajlar ile belirlenmeye çalışılmıştır. Özünde röportaj tekniği kullanılmasına rağmen, tez içinde geçmesi gereken bazı kişilerin yurtdışında ve şehir dışında olmaları ya da zaman bulamamaları yüzünden, e-mail yolu ile de bilgiler kendilerinden toplanmıştır. Görüntü kaydı istemeyen kişilerin verdikleri cevaplar, not alma tekniği ile kayda geçirilmiştir. Bazı soruları gereksiz ve uzun bulan kişilerin, bu soruları cevaplamamaları bile bize bu konuda bir veri vermiştir. Geleneksel ekolden gelen insanların muhafazakarlığı, geleneksel ekol ve hocalar, ustalar yolu ile yetişmemiş insanların deneysel ve enstrümanın sınırlarını zorlayan kişisel çalışmaları dikkat çekmektedir. Her iki durumun arasında bulunan insanlar da bu veri akışında yer almışlardır. Kendi müzikal ve akademik görüşümüz gereği, kendi konumlarında en üst noktalarda bulunan insanlar örneklemi oluşturmuştur. Zaman yüzünden görüşme yapamayan, yapılamayan kişilerin eksiklikleri, kendilerinin daha önceki bilgileri ve röportajları değerlendirilerek tezin geneline yayılmıştır. Bu tezin sosyolojik ve müzikolojik olarak akademik bilgi akışı içerisinde belli eksiklikleri tamamlayacağı düşünülmektedir.