Özet:
Eğer disleksili bireyler, çağdaş grafik tasarım örneklerinde olduğu gibi, farklı ifade etme "becerisine" sahiplerse, acaba bu bireyler, İletişim Tasarımı için kıymetli olan "yakası açılmadık" farklı yorumlar üreten avantajlı bir grup olabilirler mi? Disleksililerin okulda başarısız olmalarına neden olan algılama farklılıkları, acaba İletişim Tasarımı eğitimi için avantaja dönüşebilir mi?İşte bu tez, merak edilen bu soruya, ilkokul çağındaki disleksili çocuklar ile yapılan bir araştırma üzerinden cevap bulmaya çalışmaktadır. Literatürde, "İletişim Tasarımı" gibi bir alanda disleksililerin yatkınlığını belirleyen bir çalışmaya rastlanmamıştır. Bugüne kadar yapılan araştırmalardan farklı olarak bu çalışmada, doğrudan disleksili bir grup üzerinde inceleme yapılarak veriler elde edilmiştir. Araştırma, 7-12 yaş arası 20 disleksili ve 20 disleksili olmayan kontrol grubu üzerinde yapılmış ve bireylerden belirlenen 20 eylemi çizmeleri istenmiştir. Sonuçlar karşılaştırıldığında, disleksili bireylerin, İletişim Tasarımı eğitiminde öncelikli bir grup olmaları gibi çok kesin bir sonuca ulaşılmamasına karşın, iletişim tasarımı eğitimi ve özellikle simge tasarımı gibi daha özellikli bir alt uzmanlık alanı için disleksili bireylerin uygun adaylar arasında olduğunu gösteren istatistiksel açıdan anlamlı veriler elde edilmiştir. Bunlar arasında en önemlisi yönlendirme işaretlerinin kullanımının disleksililerde %45 iken kontrol grubunda %5 olmasıdır. Yönlendirme işaretlerinin kullanımındaki belirgin farkın yanı sıra, dört kişiden oluşan ve İletişim Tasarımı eğitimi için son beş yıldır adayların bu eğitim dalına yatkınlığını belirleyen jürinin başarılı bulduğu çizimler açısından da disleksili bireylerin önde olduğu görülmüştür.