Özet:
Bu çalışmanın amacı Türkiye'nin Avrupa Birliği ülkeleri ile Gümrük Birliği'ne girdikten sonra Türk Ekonomisi'nin bir unsuru olan Türk ilaç sanayinin girdi maliyetleri, rekabet, standartlar ve kalite, ihracat, AB dışı ülkelerle olan ticaret ve patent faktörleri açısından ne şekilde etkilenebileceğini irdelemek ve bu sanayisi dalının Türkiye için ekonomik yönden lokomotif bir sektör olup olmayacağı sorusunun cevabım araştırmaktır. Türkiye Ekonomisi'nin Gümrük Birliği'nden beklentisi yabancı sermayenin Türkiye'ye yatırım yapmak amacı ile gelmesidir. Bu beklentiyi ilaç sanayisine yansıtırsak yabancı sermayeden en iyi şekilde yararlanmanın yolu yerli ilaç firmalarının çok uluslu ve büyük ölçekli yabancı firmalarla ortaklık kurmaları ile sağlanacaktır. Kurulan bu ortaklıklar sayesinde ilaç firmaları finansal yapılarını güçlendirmiş olacaklardır. Finansal yapıyı güçlendirmenin bir başka yolu ilaç sanayisine sahip olmayan, eski SSCB Cumhuriyetleri, Doğu Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika gibi, ülkelerin pazarlarına nüfuz etmektir. Firmanın finansal yapısının güçlü olması üretim faaliyetlerini sürdürebilmesi için gereklidir. 27 Haziran 1995 yılında yürürlüğe konan 551 sayılı KHK'nin Geçici 4. maddesi gereği 1 Ocak 2005 tarihinden itibaren mamul ilaçlar patent koruması altına alınacaktır. Bunun anlamı 1985 yılından itibaren yeni bulunmuş tüm ilaçların üretim ve satış izni için patent sahibi kişi veya firmaya bir parasal değer ödenmesi gerekmektedir. Eğer firmanın finansal yapısı güçlü ise bu parasal değer karşılanır, değil ise söz konusu ilacın üretiminden vazgeçilmek zorunda kalınır. Ayrıca araştırma-geliştirme faaliyetleri için de finansal yapının güçlü olması gerekir. Patent faktöründen menfi yönde etkilenmemek için Devlet ve sanayisinin finansal, üniversitelerin akademik katkıları ile araştırma- geliştirme faaliyetlerine yatırım yapmaları gerekmektedir. Finansal yapıları güçlü, çok uluslu, araştırma geliştirme faaliyetlerinin yeni buluşlar yapabilecek düzeyde gerçekleştiren firmaların mevcudiyetinden söz edilinebilindiği takdirde ilaç sanayisi Türkiye için lokomotif bir sektör halini alacaktır.