Şirket birleşmeleri

Abstract

İşletmelerin, günümüzün ekonomik koşullarında ve artan rekabet şartlarında tek başına ayakta kalma çabalarının yetersiz kalması, son yıllarda şirket birleşmelerinin hız kazanmasına yol açmıştır. Çalışmamızda, birleşme kavramları, birleşme nedenleri, işletmelerin değerinin ve birleşme için uygunluğunun saptanması, finansal şartların irdelenmesi ve değerlendirilmesine yer verilmiştir. Birleşme metotlarının seçilmesi ve birleşmelerin başarısının nedenleri üzerinde durulmuştur. Birleşmeleri, finansal açıdan incelediğimizde, cevaplandırılması gereken ilk soru, firmaların ne şekilde değerlendirilmesi gerektiğidir. Çalışmamızda, birleşme öncesi ve sonrası birleşme şartlan değerlendirilerek bu sorunun cevabı bulunmaya çalışılmıştır. Birleşmenin finansal yönden incelenmesinin ardından hukuki yönden bir inceleme yapılmıştır. Dünyada ve Türkiye'de birleşme hareketlerinin gelişim süreçleri incelenmiştir. Çalışmamızın uygulama kısmında ise, rekabetin yoğun olarak yaşandığı sektörlerden örnekler verilmiştir. Bu sektörlerden sigorta ve petrolde yaşanan birleşme örnekleri gerek üst düzey yöneticilerden gerekse sektöre ait dergilerden alman bilgiler dahilinde hazırlanmıştır. Finansal analiz örneği olarak, çimento sektöründe faaliyet gösteren Akçansa' ya yer verilmiştir. Sabancı ve Belçika firması CBR'ın birleşmesi aynı zamanda yabancı ortaklı şirket birleşmelerine de güzel bir örnek teşkil etmektedir. Şirket Birleşmelerinde hedeflenen, yeni pazar veya uzmanlık alam ya da pazardaki rakiplerle mücadele edebilmek için sektör içinde güçlenme olmaktadır. Ancak unutulmaması gereken konu, her birleşmenin başarıyla sonuçlanmadığıdır. Bu yüzden, birleşme öncesi çalışmalar objektif olarak sürdürülmeli ve sinerjinin gerçekten uzun vadede şirket yararına oluşacağından emin olunmalıdır. Birleşmenin çerçevesi çizildikten ve kağıt üzerinde birleşmenin tamamlanmasının ardından farklı şirket ve yönetim kültürlerinden gelen yöneticiler arasındaki sağlıklı ilişkileri temin etmek de çözülmesi gereken en büyük sorunlardan birisi olabilmektedir.Birleşen şirketlerin yöneticilerinin tecrübeli olması, birleşme sonrasında karşılaşılabilecek sorunların aşılmasında önemli bir faktördür. Sonuç olarak, 1996 yılı birleşme hareketlerinin yoğun bir şekilde yaşandığı, birleşmeler yılı olarak tanımlanabilecek bir dönem olarak nitelendirilebilir. Sektördeki rekabeti en az zararla ve en yüksek pazar payına sahip olarak aşmak düşüncesindeki her şirket, birleşme konusuna her geçen gün daha sıcak bakmaktadır. Bu nedenle, önümüzdeki yıllarda bu çalışma konusunu teşkil eden, şirket birleşmelerinin, çok daha büyük bir önem kazanacağım söylemek yanlış bir değerlendirme olmayacaktır.