Özet:
Günümüzün ekonomik koşulları ülkeleri amansız bir rekabete sokmuştur. Her ülke gelirlerini artırmak ve refah düzeyini yükseltmek amacıyla ihracatını artırma yoluna gitmektedir. Özellikle son yıllarda büyük bir borç ve faiz batağına saplanmış olan ülkemiz ekonomisinin bu dar boğazdan kurtuluşunun da ancak ihracatının artması ile olacağı açıktır. 1995 yılı sonunda Avrupa ülkeleri ile girilecek Gümrük Birliği, Türk firmalarının ürettikleri mamullerin kalitesini artırmalarını zorunlu hale getirmektedir. Ancak bir işletmenin ürettiği mamullerin kalitesini yalnız kendi çabası ile yükseltmesi düşünülemez. Sorunun ülke çapında ele alınması kesin olarak zorunludur. Dışarıdan alınan ham maddeler, yan sanayi işletmelerine yaptırılan parçalar da kaliteyi etkileyen unsurlardandır. Bu yüzden özellikle büyük firmalar artık kendileri ile çalışmak isteyen yan sanayi firmalarını çeşitli kalite kuruluşları vasıtasıyla kalite denetimine (audit) tabi tutmaktadırlar. Bu denetimlerde başarılı, olarak piyasa paylarını artırmak isteyen bütün işletmeler kendi bünyelerindeki bütün departmanların katılımıyla etkin toplam kalite kontrol sistemleri kurmaktadırlar. Ülkemizde yeni gelişmekte olan toplam kalite kontrolün iyi anlaşılması ve yerleştirilmesi için üniversiteler ile sanayi kuruluşlarının işbirliği içinde olması gerektiğine inanıyorum. Aksi taktirde firmalar tarafından toplam kalite kontrolün yanlış bazı algılamalarla yanlış uygulanması toplam kalite kontrolün başarısız olduğuna dair bir görüş uyandıracaktır. Bu da tüm kalite iyileştirme çabalarının aksamasına neden olabilir. Hazırladığım bu tezin içerdiği teorik bilgiler yanında çalıştığım firmada yapılan uygulamaları -da aktararak bu konuda yeni bir kaynak oluşturmasını temenni ederim.
