Özet:
Bu çalışmada İş Hukukunda en çok tartışılan ve daima güncelliğini koruyan kıdem tazminatı konusunun çok yönlü olarak araştırılıp incelenmesi amaçlanmış olup, konu, işletmelere yönelik olarak sınırlandırılmak kaydıyla ele alınmıştır. Kıdem tazminatı İş Kanununun gerektirdiği koşullar dahilinde işverenin işçiye ödemekle yükümlü olduğu bir para olarak ortaya çıkmaktadır. Bu para işveren için mali bir yük, işçi içinse mali bir güvence olmaktadır. Kıdem tazminatı sorununun çözümünde ana prensip işverenin faaliyetlerini aksatmadan kıdem tazminatını ödeyebilmesi, işçinin de bunu kolaylıkla tahsil edibilmesidir. Bu prensipin uygulanabilmesi gittikçe artan kıdem tazminatı yükünü karşılamaya yönelik fonların yaratı abilmesi ile olanaklı olacaktır. Bu nedenle 1962 yılında toplanan 3. çalışma meclisinde dile getirilmesiyle fon konusundaki çalışmalara başlanmış, sonuçta 1983 yılında kıdem tazminatı fonu kanun tasarısı hazırlanmıştır. Bu tasarı özellikle yönetimi ve finansmanı açısından yetersiz görülerek eleştirilmiş ve henüz kanunlaşamamıştır. Bu nedenle yürürlükteki uygulamaya göre kıdem tazminatı sorunu halen işletme düzeyinde ele alınmak durumundadır. Oysa Türkiye'deki işletme varlığının % 99'unu küçük ve orta ölçekli işletmelerin oluşturduğu gerçeği göz önünde bulundurulduğunda işletmeler üstü kıdem tazminatı fonu kurulmasının uygulama ve güvence açısından daha olumlu sonuçlar getirebileceği ve kıdem tazminatı yükünü dönemler itibariyle finanse edebilme olanağı sağlayabileceği açıktır.Bu nedenle henüz kanunlaşamamış olan Kıdem Tazminatı Fonu Kanun Tasarısının yeniden ele alınarak, uygulanması halinde ortaya çıkabilecek aksaklık ve problemleri önleyebilecek şekilde eksikliklerin giderilerek hem işveren hem de işçi kesimini mağdur etmeyecek ve her iki kesimin beklentilerine cevap verebilecek şekilde düzenlenmesi çalışmalarına ağırlık verilmesi, bu çalışmaların etkin biçimde gerçekleştirilerek uygulamaya geçilmesinin gerekli olduğu kanaatine varılmıştır.