Özet:
Günümüzde küresellesmenin etkisi, ekonomilerin büyümesi ve teknolojinin gelişmesi gibi etkenler, piyasadaki ürün ve hizmet sayısını arttırmıstır. Firmaların burekabet ortamında yarısta yer alabilmek için kullandıkları en önemli pazarlama yöntemlerinden biri reklamdır. Reklamların çogalması ve tüketicilerin yogun reklam mesajları arasında dikkatini çekmenin zorlasması üzerine etkisini yitiren TV reklamları kendini yenilemek zorunda kalmıs ve yeni metotlara basvurmustur. Bu metotlardan en yeni ve en etkililerinden biri, çekim sırasında programda yeralmayıp, daha sonra görüntü üzerine dijital olarak eklenen sanal reklamdır.Bu arastırmanın amacı, çogalan ve popülerligini kaybeden TV reklamlarının,RTÜK'ün bu reklamlara getirdikleri kısıtlamaların ve tüketicilerin reklam başladığında çogalan TV kanalları arasında gezinmesinin (zap) önlenememesi sonucunda ortaya çıkan yeni reklam metotlarından sanal reklamlara karsı tüketicilerin tutumlarını degerlendirmektir. Bu noktadan hareketle, tüketicilerin televizyon izleme, radyo dinleme, internet kullanma ve gazete okuma alışkanlıkları irdelenmiş ayrıca tüketicilerin sanal reklamlara karsı tutumlarında demografik özelliklerin rolü de arastırma kapsamında incelenmistir.Bu çerçevede yapılan anket çalısması ile tüketicilerin sanal reklamlara karsı tutumları tespit edilmeye çalısılmıstır. Arastırma sonucunda tüketicilerin sanal reklamları büyük ölçüde sakıncalı gördükleri, faydalarına ve marka üzerindeki etkilerine büyük ölçüde katılmadıkları, tüketicilerin sanal reklamların yayınlanan program sırasında sayısının artmasının antipati yarattıgına dair düsünceye büyük ölçüde katıldıkları, kadınların erkeklere oranlara sanal reklamların TV ekranlarına katkısına daha çok inandıkları gibi sonuçlara varılmıstır. Bütün bu sonuçlardan hareketle reklam verenlerin ve TV kanallarının sanal reklam uygulamalarının, özellikle tüketicileri rahatsız etmeden programın uygun yerlerine ve sayı bakımından abartılmayacak sekillerde kullanılması önerilebilir.