Özet:
Türk ekonomisindeki hızlı değişime paralel olarak, vergi mevzuatında da önemli değişiklikler yaşanmıştır. Katma Değer Vergisinden önce mal ve hizmetlerin imalat aşamasından, tüketicilere ulaştığı aşamaya kadar, sekiz adet dolaylı vergi alınmakta iken bunların yerine tek bir vergilemeyi öngören Katma Değer Vergisi sistemi yürürlüğe konulmuştur.Katma Değer Vergisi, mal ve hizmet üretiminin her safhasında bir sonraki safhaya yansıtılması suretiyle doğan ve nihai olarak mal ve hizmetin tüketicine yüklenen bir vergi türüdür.Katma Değer Vergisi, ekonomideki tüm mal ve hizmetler için geçerli olmakla beraber, küreselleşme ile daha da artan rekabet şartları, sosyal, kültürel ve ekonomik sebeplerden dolayı, tüm vergi uygulamalarında olduğu gibi Katma Değer Vergisi Mevzuatında da bir takım istisna hükümleri yer almaktadır.Katma Değer Vergisi Kanununda istisna edilen işlemlerde KDV hesaplanmamakta, yani satıcı KDV tahsil etmemektedir. Böylelikle mal bedelinde KDV tutarında bir indirim sağlanmış olmakta, söz konusu vergi, nihai tüketicisine yansıtılamamaktadır.Katma Değer Vergisinin ödenmesinden mal ve hizmeti üretenler sorumlu olmakla beraber, aslında bu verginin mükellefi nihai tüketicidir. Bu sebeple, istisna edilen işlemlerde KDV tahsil edilemediğinden, son işlemi yapan kişi yada kurumda kalan Katma Değer Vergisinin iadesi gerekmektedir.İade uygulamalarında karşılaşılan istismarlar nedeniyle, özellikle nakden iadelerde Maliye idaresi bürokratik işlemleri büyük ölçüde artırmıştır. Bu durum, zaten karmaşık olan bu sistemi daha da karmaşık hale getirmiştir. Mükelleflere zaman kaybı ve ilave maliyet getiren bu sistemin, daha basit hale getirilmesi için yeni düzenlemelere ihtiyaç duyulmaktadır.Bu çalışma ile, Katma Değer Vergisi Mevzuatında istisna edilen işlemlerde iade uygulamaları ile ilgili izlenen prosedürler, yayımlanan kanunlar, genel tebliğler, iç genelgeler ve muktezalar bazında açıklanılmaya çalışılmıştır.Anahtar Kelimeler : Katma Değer Vergisi Mevzuatında İade