Özet:
İster Türkçe, ister Tagalog dilinde olsun, herhangi bir konuşma dilini kullanarak iletişim kurma kabiliyeti sadece insan ırkına mahsus bir üstünlüktür. Bilgisayarlar, bu dil kullanma yeteneğini insanlarla paylaşana kadar insanların günlük hayatlarında yapabildikleri pek çok işi yerine getiremeyeceklerdir. Sadece 3 yaşında olan bir çocuk, geçerli bir satranç oyunu oynayamamasına, en azından bir ustayı yenememesine rağmen kendi ana dilini rahatça konuşur ve anlar. Buna karşılık dünyada hala insanların bu dil yeteneğinin üstesinden gelebilmiş bir bilgisayar programı geliştirilebilmiş değildir. Konuşma dilinin yapısını anlayabilmek çok zor bir işlemdir. Bunun için kullanılan dilin gramer bilgisine ve tartışılmakta olan konuya bağlı olarak genel kültüre ihtiyaç vardır. Ancak, her şeyden önce bilgisayarın, işleyeceği konuşma dili hakkında yeterli bir alt yapıya sahip olması gerekir. Bunun için de o dilin kelimeleri, kelimelerin fonksiyonları, cümle kurarken kullanılan yapılar ve kurulmuş cümlelerin çeşitleri hakkında ayrıntılı bilgisi olmalıdır. Bu bilgilerin veri tabanına yerleştirilmesinden sonra dışarıdan girilen bilginin analiz edilmesi, cümlenin manalandırılması ve metin içinde ne anlama geldiğinin değerlendirilmesi aşamaları gelir. Bu aşamaların ortak adı "konuşma dili işleme"dir. Bu tezde, zekânın ve yapay zekâ'nın tanımları ayrıntılı olarak incelendikten sonra, bu kavramları kullanarak anlama için gerekli olan dilbilimsel kültürün düzgün bir konuşma dili için nasıl kullanıldığı incelenmiştir. Daha sonra PROLOG dili kullanılarak, bir Türkçe cümle parser'ı yazılmış ve Yunus Emre'nin 180 beyiti üzerinde kullanılarak, şairin kullandığı kelimelerin köken ve görev dağılımları çıkarılmıştır.