Özet:
İnsanların çeşitli amaçlarla ürettiği mimari yapılar, zaman içinde çeşitli nedenlerle yıpranmaktadırlar. Bu binalar içinde yaşadığımız konutlarsa ve günümüz teknolojisine uygun olarak yapılmışsa onarımı daha kolay yapılmaktadır, fakat onarım gerektiren bina tarihi eser niteliğindeyse, mimari bir önemi varsa, onarımı özel tekniklerle yapılmalıdır. Önce yapı ile ilgili bilgi toplanmalı, daha sonra yapıyı oluşturan tüm elemanların, en ince detayına kadar tanımlanmalıdır. Eski eserde, onarım sırasında kullanılacak harç seçimi de, tıpkı duvar bezemelerinin onarımı gibi oldukça önemli bir çalışmadır. Bezemede yapılacak yanlış bir uygulamanın telafisi mümkün olabilecekken, harç kullanımında yapılacak bir hata binanın yok olmasına sebep olabilir. Onarımda kullanılacak harç seçimi yapılırken, onarılacak eserin harç analizi yapılmalı, orijinaline en yakın bileşim seçilmelidir. Analizler yapıldıktan sonra, onarılacak binanın harç bileşimlerine en yakın özellikte yeni üretimler yapılmalıdır. Belki de işin en önemli kısmı bu yeni üretimlerin günümüz teknolojisiyle en doğru biçimde nasıl yapılabileceğidir. Şimdiye kadar çeşitli bilim adamları ve kuruluşlarca yapılmış harç analizlerinde aşağı yukarı belirli oranlar ortaya konmuştur. Bunun için doğal olarak, belirli bir formül yoktur. Her bina, ustasının ve dönemin şartlarının bir sentezidir. Bu çalışmada, farklı oranlarda hazırlanan harç numuneleri üzerinde yapılan çeşitli deneylerle, hangi karışım oranlarının mukavemet fiziksel ve estetik olarak ihtiyaca cevap verebilecek nitelikte olacağı araştırılmıştır.