Özet:
Son yıllarda kentlerin nüfusları hızlı bir artış göstermiş ve kapladıkları alanlar da genişlemiştir. Kent sakinlerinin yaşadıkları, çalıştıkları ve sosyal aktivitelerde bulundukları mekanların aralarındaki mesafeler uzamıştır. Tüm bu gelişmelere ek olarak, teknolojinin hızla ilerlemesi sonucunda özel oto sahibi olmak her geçen yıl daha da kolaylaşmış ve kentlerde otomobil sahipliği oranı yüksek rakamlara ulaşmıştır. Yıllar öncesinden planlanmış karayolu sistemleri, bu gelişmeler karşısında yetersiz kalmıştır. Uzun süreler boyunca yeni yollar yapılarak rahatlamanın sağlanacağı düşünülmüş fakat her yapılan yol, kendi trafik yoğunluğunu da beraberinde getirmiştir. "Ulaştırmada Talep Yönetimi" (UTY) yöntemi burada devreye girmektedir. Bu yöntemin amacı mevcut karayolu ağını kullanmak koşuluyla, yolculuk talebinin özelliklerini değiştirmeye yönelik tedbirlerle kişileri tek başına özel oto kullanıcılığından uzaklaştırarak, bölgedeki hareketliliği arttırmaktır. Bu çalışmada UTY kavramı tanıtılmaya çalışılmış, UTY programlan hakkında ayrıntılı bilgi verilmiştir. Bu programların uygulanma yöntemleri, destek stratejileri, topluma ve kullanıcıya kazandırdıkları ve kaybettirdikleri incelenmiş ve farklı ülkelerdeki uygulama sonuçlan verilmiştir. Sonraki bölümde, İstanbul'da var olan UTY kapsamındaki uygulamalar hakkında genel bilgi verilmiş ve yapılabilecek çalışmalar konusunda önerilerde bulunulmuştur. Sayısal uygulama bölümünde ise bir UTY uygulamasının trafikte yaratması beklenen etkilerin önceden tahmin edilebilmesi için, bir model kurulmuş ve sonuçlan incelenmiştir. Ülkemizde büyük kentlerde yaşanan ulaşım problemlerine kısa vadede çözüm sunması olası görünen bu yönteme ilgi gösterilmesinin faydaları açıktır.