Özet:
Bir ülkenin gelişmişlik seviyesini gösteren enerjinin kaynağı ve elde ediliş yöntemi çok önemlidir. Dünya' da ve Türkiye'de elektrik enerjisinin büyük bir kısmı fosil yakıtlı termik santrallerden karşılanmaktadır. Termik santrallerde elektrik enerjisi üretiminin en büyük dezavantajı ise, baca gazı içerisindeki SO2, NOx, toz, yanmamış hidrokarbonlar, CO gibi kirleticilerdir. Kömürlerin üretim aşamasından başlayıp taşınması ve kullanımına kadar geçen bütün safhalarda çevreye olumsuz etkileri vardır. Çevreyi kirleten bu olumsuzlukların giderilmesi için bir takım tedbirler alınmalıdır. Düşük ısıl değeri, yüksek kükürt, kül ve nem içerikleri nedeniyle çevre kirletme potansiyeli yüksek olan linyitlerimizin gerek endüstri gerekse konutlarda kullanılması, atmosferdeki kirliliği arttırmaktadır. Birincil enerji kaynakları bakımından fazla zengin olmayan ülkemizde, en önemli ulusal enerji kaynaklarımızdan biri olan linyitlerimizin değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu çalışmada, düşük kaliteli linyitlerimize, yanma öncesi fiziksel yöntemlerin uygulanmasıyla özelliklerinin değiştirilebileceği, endüstriyel ve ısıtma amaçlı kullanıma en uygun, havayı en az kirleten, külü, kükürdü ve rutubeti azaltılmış ve ısıl değeri arttırılmış linyitlerin elde edilebileceği açıklanmıştır. Ülkemizde uygulama alana fazla olmayan akışkan yatak teknolojisinin, düşük kaliteli linyit kömürlerimizin yakılmasında kullanılmasıyla yüksek yanma veriminin sağlanabileceği, SO2 ve NOx arıtımının maksimuma çıkabileceği tesbit edilmiştir. Sonuç kısmında ise, maliyet faktörü dikkate alınarak ülkemizde yapılması gereken ifade edilmiştir.