Özet:
20. yy da sanayi devrimiyle birlikte kent yapısında oluşan değişmeler ve beliren ihtiyaçlar kent planlamasına yansıması da direkt olarak olmuştur. Bu bağlamda yaşam ve çalışma koşullarına paralel olarak bölgede oluşan nüfus yoğunlukları konutsal yoğunluğu da beraberinde getirmiştir. Bu yoğunlaşma, şehir merkezlerinde toplu konut olgusunu doğurmuştur.Çeşitli kültürlerden oluşan toplulukları bir arada barındıran ve insanların her türlü ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde tasarlanan toplu konut yapıları, süreç içerisinde değişim ve gelişmeler gösterirken yakın çevresiyle de etkileşim içinde bulunmaktadır. Bu bağlamda 1980 sonrası toplu konut süreci ve yer seçimini etkileyen faktörler ile konut ve yakın çevre ilişkisi incelenmiştir. Tezin içeriğini kısaca lemek gerekirse,1. Bölümde, "İstanbul örneğinde toplu konut gelişimi, 1980 sonrası konut üretim süreci ve yer seçimini etkileyen faktörler bağlamında konut yakın çevresinin irdelenmesi" konusuna giriş yapılmıştır.2. Bölümde, konutun farklı nitelikleri açısından farklı tanımları yapılabilecek olmakla birlikte, toplu konut olgusunun var oluşunu insan ihtiyacını, konforunu, memnuniyeti, birçok komşuluk biriminin bir arada barınmasını sağlayan bir gereç olarak tanımlayabiliriz. Gerçekte tarihçesi Osmanlı İmparatorluğuna kadar dayanan toplu konutu ortaya çıkaran nedenler, ülke mekanının uyumlu organizasyonunda büyük kentlerin yığılma haline geçişini önlemek sanayi ve sanayi nifusunun dengeli dağılımını sağlamak, bölgeler arası farklılığı arttırmamak, kentsel büyüme sürecinde kent içi ve çevresindeki tarihsel ve doğa değerlerini korumak açık alanların kaybolmasını önlemek şeklinde sıralanabilir.3. Bölümde Türkiye'de 1970'lerin ikinci yarısında yaşanan ekonomik krizin rant gelirlerini kentsel arazilere kaydırılmasının yarattığı potansiyel ve 1980'lerde yürütülen ekonomik politikalarla, inşaat sektörünün gelişme gösterdiği açıklanmıştır. Toplu konutun Türkiye'deki ilk uygulamalarından örnekler seçilip anlatılmıştır.4. Bölümde, 1980 sonrasında hız kazanarak artan köyden kente göç sonucunda, büyüyen ve konut alanı azalan kent olgusu, daha fazla önem kazandığı ve değişen politik planlama kararları ciddi ve kararlı bir toplu konut planlaması gereğini doğurduğu açıklanmıştır. Buna paralel olarak toplum mozaiği içerisinde yeni bakış açıları doğrultusunda toplu konut gelişim ve değişimleri analiz edilmiştir. Oluşan ve gelişim gösteren bu konut tipolojisi geniş ve lüks konutların oluşturduğu üst gelir grubuna hitap edenler, orta gelir grubuna yanıt vermeyi amaçlayan konutlar ve nispeten alım gücü daha da düşük olan alt-orta gelir grubuna hitap eden konutlar olarak 3 bölümde incelenmiştir.5. Bölümde, daha önce de değindiğimiz gibi toplu konutu ortaya çıkaran başlıca nedenlerden biri kentsel büyüme sürecinde kent içi ve çevresindeki tarihsel, doğal ve kentsel sit alanlarını korumaktır. Bu bölümde tarihi, kentsel, arkeolojik, doğal, karma olmak üzere sit alanları sınıflandırılmış ve bu alanlardaki yapılaşma koşulları irdelenmiştir.6. Bölümde, açıklanan bölgenin yerleşilip yaşanılabilme kriterleri tarih öncesi çağlardan beri bazı değişmez ve gerekli kıstaslar içermesidir. Zemin faktörü, mevcut su havzalarına yakınlık, orman alanlarına yakınlık, sit alanları ve merkeze yakınlık, toplu konutun ulaşılabilirliği, alt yapı özellikleri, sınıflaşma ve demografik yapı, sosyoekonomik ve sosyokültürel yapı değişimi ile planlama kararları yer seçimini etkileyen ana kriterlerdir.Oluşan yerleşim şeması, kişi başına düşen birim alan, konut alanı yoğunluğunu sayısındaki yoğunluk ve bu kişilerin sosyokültürel özellikleri yerleşim bölgesinin planlamasını da doğrudan etkilemektedir.7. Sonuç bölümde, yer seçimini etkileyen faktörler bağlamında konut ve yakın çevresini niteliklerini grafiksel gösterimi ve karşılaştırmaları yapılmış, planlama kararları açısından etken olan yer seçimi faktörleri ortaya konmuştur.