Özet:
Bu tez yüzyıllardır İstanbul'da yaşamakta olan Ermenilere ait kiliseleri, genel özellikleriyletanıtmayı amaçlamaktadır. Bu bağlamda Surdışı'nda yer alan Narlıkapı Surp HovhannesKilisesi detaylı olarak incelenerek, İstanbul'daki Ermeni kiliseleri hakkında fikir edinilmeyeçalışılmıştır.Yapıda öncelikle rölöve ve fotoğrafla belgeleme çalışmaları yapılmıştır. Kütüphanearaştırmalarıyla yapının tarihi aydınlatılmaya ve zaman içinde geçirdiği değişimlergözlemlenmeye çalışılmıştır. Aynı zamanda İstanbul'daki diğer Ermeni Gregoryen Kiliseleride bir katalog hazırlanarak genel özellikleriyle incelenmiştir.Yapılan araştırmalar sonucunda kilisenin, ilk başta hastane olarak yapıldığı ve İstanbul'un ilkErmeni hastanesi olduğu anlaşılmıştır. Yazılı kaynaklarda yapının, hastane döneminde birşapel ve tedavi mekânlarından meydana geldiği belirtilmiştir. Bir süre bu işlevle normalhastalar ve akıl hastalarına hizmet veren yapının, 1834 yılında hastalar Yedikule Surp PırgiçErmeni Hastanesi'ne taşındıktan sonra sadece kilise olarak hizmet vermeye başladığıbilinmektedir. Günümüzde kilise olarak işlevini sürdüren yapı, dikdörtgen bir ana mekân ilebu mekanın sol tarafında yer alan bir vaftizhaneden oluşmaktadır ve tonoz üzerine beşikçatıyla örtülmüştür.İstanbul'daki Ermeni kiliseleri Anadolu'daki Ermeni mimarisinden farklı bir gelişimgöstermiş, daha çok Bizans sanatından etkilenmişlerdir. Böylece İstanbul'a özgü bir kilisemimarisi gelişmiştir. İstanbul Ermeni Kiliseleri tek nefli bazilikal plan tipindeki ana mekanınsağına ve soluna iki hücrenin eklenmesiyle oluşmuş T plan şemasında inşa edilmiş ve tonozüzerine beşik çatıyla örtülmüş yapılardır. İstanbul'da bu biçimden farklı çok az örneğerastlanmaktadır. İstanbul Ermeni Kiliseleri arasından seçilen Narlıkapı Surp HovhannesErmeni Kilisesi de İstanbul Ermeni Kiliseleri mimarisinin genel özelliklerini taşıyan biryapıdır.Surp Hovhannes Ermeni Kilisesi'nin tarih içindeki değişimlerini ortaya koymayı amaçlayanbu çalışmada, yapının detaylı rölövesi çizilmiş ve yapılan literatür araştırmaları sonucundaelde edilen verilere dayanılarak değişik dönemleri analiz edilmiştir. Kilisenin halen bircemaate sahip olması ve işlevini koruması sebebiyle yeni bir işlev önerisi getirilmemiş,muhdes bölümlerinden arındırılarak aynı işlevle kullanılmaya devam edilmesi düşünülmüştür.