Özet:
Batıda uzun süredir bir meslek ve uzmanlık alanı olarak kabul edilen müzecilik bilimi ülkenizde hala gerekli önemi görmemektedir. Müzelerin insanoğlunun, doğanın ve kültürün görsel ini vermeleri bakımından kültürün vazgeçilmez unsuru olarak ele alınmaları gerekirken en çok ihmal edilen kurumlar arasındadır. Müzelere ve bu alanda çalınanlara ayrılan butça son derece yetersizdir. Tarihi ve dönemsel nitelikleri bakımından önem tanıyan bir takım binaların müzeye dönüştürülmesi de yine bu alana ayrılan bütçenin yetersizliğindendir. Bu yolla hem korunması gereken yapıların onarım görmesi hem de bir müze açılmış olması düşünülmektedir. Tarihi binalar, hem süslemeleriyle izleyicinin motivasyonunu etkilemeleri, hem dolabım problemi, hem de birçoğu yüksek tavanlı ve büyük pencereli olan bu yapıların iklim kontrolünün sağlanmasın da problemlere ve bazen de çözümsüzlüklere neden olabilmeleri ne deniyle müze olabilecek son yapılardır. Büyük pencereler dışardan gelen her türlü zararlı etkinin denetlenmesinde güçlükler doğurabilmektedir. Geniş mekanlar ise, kapasitesi yüksek ölçme ve dengelemeci hazları gerektirmeleri bakımından sakıncalıdırlar. Bu cihazların kullanılması halinde bile denetim tam olarak gerçekleştirilememektedir. Özellikle, çok özel "bir koleksiyonun bulunduğu Resim ve Heykel Müzesi* »de tün olumsuz koşullar çözümsüz kalmaktadır. Bu tür müze binalarımda ideale yakın koşulların oluşturulabilmesi tamamen müzenin bütçesine bağlıdır. Ele alınan diğer iki örnek elan Türk ve İslam Eserleri Müzesi ve Şehir Müzesi bütçelerini devletten almaktadırlar. Resim ve Heykel Müzesi ise, Mimar Sinan üniversitesi bütçesinden faydalanmaktadır. Devletin üniversiteye ayırdığı bütçenin bir kısmı müzeye aktarılmaktadır. Dolayısıyla müzenin bütçesi diğer iki devlet müzesinin bütçesinden dana dardır. Benzer müzeler arasında bu anlamda em rahat durunda olan mü ze Sadberk Hanım Müzesi' tir. Müze, Koç Vakfı tarafından finanse edildiği için gerekli bütün önlemler alınabilmiştir. Sadece binanın konumu açısından titreşim problemi çözümsüz kalmıştır. Eğer bir müze yapısı içindeki eserlerin zarar görmesine ne den oluyorsa, hiç bir koruyuculuğu olmayan ve aksine zararlı bir ortam haline geliyorsa, objelerin hala aynı mekanda bile bile tutulması müze korumacılığı açısından son derece yanlıştır. Resim ve Heykel Müzesi içindeki objelerin yaşaması için hiçbir de netimin sağlıklı olarak yapılamadığı bir müzedir. Bunun yapıla bilmesi ise köktenci çözümler ve pahalı yöntemlerle mümkündür. Bu nedenle müze mekanının değiştirilmesi eserler için en akılcı çözüm olacaktır.