Özet:
Edebi eserler, içinde üretildiği toplumun ve dönemin olaylarını ve önemli toplumsal süreçlerini hem topluma hem de gelecek nesillere aktaran birer belge niteliği taşımaktadır. Yazarlar ve şairler, eserlerinde, içinde bulundukları dönemin olaylarını ve bu olayların toplum üzerindeki etkileri ve yankılarını da gözlemleyerek, bir eleştiri süzgecinden geçirip metinlerine yansıtır. Türk edebiyatının önemli aydın ve düşünürlerinden olan Attilâ İlhan da, Türkiye'nin yakın tarihinin önemli olaylarını ele almış, bunları toplum ve birey üzerinden anlatma yoluna gitmiştir. Yakın tarihin II. Dünya Savaşı'ndan 12 Mart Muhtırası'na kadarki dönemlerini anlattığı eserlerinde, bu zorlu ve baskıcı dönemlerde bireylerin ruh hâllerini ve yaşantılarını gözlemleyerek, onların korku ve gerilimlerini kaleme almıştır. Attilâ İlhan'ın ele aldığı dönemler göz önünde bulundurulduğunda; toplumun ve bireyin karşılaşabileceği en ağır durumların, psikolojik baskıların ve korkuların anlatıldığı görülmektedir. Bu dönemlerin otoriter ve baskıcı yönetimlerinin ve eylemlerinin bir sonucu olarak, karakterler, hapishane ve tutukluluk korkusu içinde yaşayan bireyler arasından seçilmiştir. Baskı ve korkunun kol gezdiği bu dönemleri anlatma konusunda hapishane ve tutukluluk olgusunun etkin rolünden faydalanan Attilâ İlhan, oluşturduğu derinlikli karakterlerinin hapishane ve tutukluluk hâllerini, bu ihtimallerin yarattığı gerilimleri ya da hapishane ve tutukluluk tecrübesi yaşamış kişileri ele almıştır. Bu çalışmada, Attilâ İlhan'ın romanları ve şiirlerinde hapishane ve tutukluluk teması irdelenmiş, bu temalar beş farklı başlık altında incelenmiştir: Kaçış ve Gizlenme, Bir Gerilim Unsuru Olarak Hapishane, Tutuklanma-Yakalanma-Sorgu, Mekân Olarak Hapishane, Bir Tutsaklık Hâli Olarak Aşk.