Abstract:
Destan, kahraman figürlerinin en güçlü halleriyle karşımıza çıktığı anlatı türüdür. Bir milletin kökeni, hayati mücadelesi ya da büyük bir ideal ile bağlantılı olduklarından zihinlerde yer ederek asırlar boyu sözlü olarak aktarılabilmiştir. Destanın merkezindeki kahramanı da araştırmacılar tarafından dikkatle izlenmiştir. Onun macerasının seyri, farklı kuramsal yaklaşımlarla şemalaştırılmıştır; zaman zaman güncellemelere tabii tutulmuştur. Akademik alana katılan yeni derlemeler ve farklı diller arası yapılan aktarımlarla destanlarda başkahraman konumunda yer alan kadın kahramanların görünürlüğü artmıştır. Bu görünürlükle birlikte kahraman figürünün eril sınırlarının tartışılmaya başlanması, kadın kahramanlar için şema oluşturma çalışmalarını kaçınılmaz kılmıştır.
Zihinsel bir sürecin sonunda toplumsal bir bağlamla anlatın zemininde görünen kadın kahramanın yolculuk şeması, toplumun kadın fikriyle ilişkisi göz önüne alınmadan çizilemeyecektir. Fakat kadın kahramana dair mevcut değerlendirmeler; destan türünün içkin özellikleri, toplumsal roller ve inanç sistemi gibi kadın kahramanı metin içinde etkileyen tüm dinamikler ele alınmadığından yüzeysel olmaktan henüz kurtulamamışlardır. Çalışmanın genelleyici tutumlardan sıyrılma çağrısı ve kadın kahramanı göz ardı eden akademik çalışma ve kabullerin yeniden düşünülmesi üzerine yaptığı vurgu, feminist folklor kuramının önerileriyle doğal olarak paralellik göstermektedir. Bu doğrultuda, bu çalışmada Türk destanlarındaki birincil kadın kahramanlar mercek altına alınacak, onların yolculuklarının genel bir haritası çıkarılacak; ileride yapılacak ayrıntılı şemalar için alternatif bir zemin hazırlanacaktır.