Abstract:
Latin Amerika kökenli edebî bir akım olan büyülü gerçekçilik, Latin Amerika’nın
tarihi ve kökleriyle Avrupa merkezli modernizm, gerçeküstücülük ve postmodernizm
gibi edebiyat akımlarının bir sentezi, aynı zamanda bu akımlara bir tepkidir. “Gerçek
dışı ve büyülü olanın, metinlerde hiçbir yadırgatıcı özellik sergilemeden, gerçekliği
sorgulanmayacak kadar gerçekçi bir şekilde sunulması” olarak tanımlanabilecek
büyülü gerçekçilik, bu bakımdan fantastik yazından ayrılır. Geçmişi İspanyolların ve
diğer Avrupalı devletler ile ABD’nin bölgeyi asimile çalışmalarına kadar uzanan
büyülü gerçekçilik, doğduğu yirminci yüzyıl başlarından, 1950’lerdeki patlamasına
kadar pek çok ve detaylı aşamadan geçmiştir. Buna ek olarak yerellikten sıyrılıp
evrensel bir akıma dönüşmüş ve dünya çapında tanınan önemli temsilciler ve eserler
çıkarmıştır. Türk edebiyatında ve okur çevrelerinde kendine daha geç yer bulan
akım, yapılan akademik çalışmalar ve verilen edebî eserler bağlamında hâlâ yeni
sayılmaktadır. Türkçedeki teorik kaynak yetersizliğine bağlı olarak büyülü
gerçekçilik henüz Türkiye’de tam anlamıyla tanınmamakta, bu sebeple büyülü
gerçekçi Türk yazarlar başka edebî akımlara dâhil edilmektedirler. Bugüne kadar
sadece postmodernist yönüyle tanınan İhsan Oktay Anar da bu yazarlardan biridir.
Eserlerindeki postmodernizm izleri açık olsa da, Anar’ın romanları aynı zamanda
büyülü gerçekçi akımın izlerini de taşımaktadır. Bu çalışmada, büyülü gerçekçiliğin
doğuşu, gelişmesi ve dünyaya yayılması kronolojik olarak anlatılmıştır. Latin
Amerika kültürü ve tarihi ile Avrupa etkisi doğrultusunda kaynakları ile özellikleri
belirlenmiş; modern Türk yazınının önemli isimlerinden İhsan Oktay Anar’ın
eserlerindeki izleri tespit edilmiştir.