This thesis considers the European Union-Russia gas relations in the context of three
different time periods: the Cold War, post-Cold War and post-2014 Ukrainian crisis. The
aim of the thesis is to understand and evaluate the EU-Russia energy relations, identify
the basic principles of these relations and examine the changes that occurred after the
end of the Cold War. The findings of the thesis have shown that the energy dialogue
between Brussels and Moscow has been changing and has illustrated different
characteristics in different periods of time. Despite these changes, the thesis concludes
that the energy dialogue between the parties since its inception to the most recent period
has been based on mutual interdependence. The 1st period covered the years from 1913
to 1991. The Cold War gas/energy relations between the parties, despite the hostile
atmosphere of the Cold War period, were based on a commercial partnership, that is, the
parties were believed to interact with each other mostly because of business
considerations. During the Cold War gas relations period the Soviet Union constructed
an image of a reliable gas supplier. Within the next period (1991-2014) this commercial
partnership was substituted by the strategic partnership; however, the Russian image as
the dependable supplier was tarnished. Despite this fact, the European policy towards
Russia was based on the “Russia First” approach, so the interests of the so-called “New
Europe” (Central and Eastern Europe) within the energy dialogue were disregarded.
However in the wake of the 2014 Ukrainian crisis the “Russia First” approach started to
be questioned by Brussels. Such kind of change could herald the beginning of the 3rd
phase in the EU-Russia energy dialogue, as Brussels attempts to replace the existing
“Russia First” approach by a new “Eastern Europe First” approach.
Bu yüksek lisans tezi Soğuk Savaş, Soğuk Savaş sonrası ve 2014 Ukrayna krizi
sonrası dönemlerindeki Avrupa Birliği-Rusya gaz ilişkilerini değerlendirmektedir. Bu
tezin amacı Rusya ve Avrupa arasındaki stratejik gaz/enerji ilişkilerini tarihsel süreci
değerlendirerek kavramak, gaz/enerji ilişkilerinin temel dayanaklarını tespit etmek ve
Soğuk Savaş sonrasındaki değişimini incelemektir. Bu çalışmanın bulguları Brüksel ve
Moskova arasındaki enerji diyaloglarının farklı dönemlerde farklı özellikler taşıdıklarını
göstermektedir. Enerji diyaloğundaki yaklaşımların değişimlerine rağmen taraflar
arasındaki bu diyalog başlangıcından bu yana karşılıklı bağımlılık temeline dayanmıştır.
Araştırmanın 1. Dönemi 1913-1991 yıllarını kapsamaktadır. Bu dönemin sonucunda
taraflar arasındaki gaz ilişkilerinin Soğuk Savaş dönemindeki düşmanca atmosfere
rağmen ticari ortaklığa dayalı olduğu kanısına varılmıştır. Başka bir deyişle, taraflar
birbirleriyle çoğunlukla ticaret nedeniyle etkileştiği sonucu çıkarılmıştır. 1. Dönem
süresince Sovyetler Birliği’nin (Rusya’nın) güvenilir bir gaz tedarikçisi imajını inşa
ettiği görülmüştür. Sonraki dönemde — 1991-2014 yılları arasında — taraflar arasındaki
mevcut ticari ortaklığın stratejik ortaklık olarak değişime uğradığı gözlemlenmektedir;
bununla birlikte Rusya’nın güvenilir gaz satıcı imajının zedelendiği belirlenmiştir. Buna
rağmen bu dönemde Avrupa’nın Rusya’ya karşı politikasının “Öncelikli Rusya”
yaklaşımına dayandığı tespit edilmiş ve bu yaklaşımın sonucunda sözde “Yeni Avrupa”
(Orta ve Doğu Avrupa) ülkelerinin çıkarları göz ardı edilmiştir. Ancak 2014 Ukrayna
krizinin ortaya çıkmasıyla birlikte Brüksel bu “Öncelikli Rusya” yaklaşımını
sorgulamaya başlamıştı. Böyle bir sorgulama 3. Dönemin başlamasının habercisi
olabilir. Ve bu durumda AB Rusya’ya olan “Öncelikli Rusya” yaklaşımını “Öncelikli
Doğu Avrupa” yaklaşımıyla değiştirmeye çalışabilir.