Özet:
Fiziksel mekanların oluşumu ve bu oluşumun tarihsel, siyasal, sosyal,
ekonomik dinamiklerle şekillenerek günümüze kadar gelmesi, zihinsel olarak da
çeşitli dinamikleri tetikler ve de oluşturur. Bu dönüşüm ve değişimlerin mekansal
haline, sonuçlarına paralel olarak toplumsal dönüşümü de ve sonuçları da eklenir.
Mekanı, dolayısıyla toplumu dönüştüren meşru dilin/söylemin de bu süreçte etkisi
oldukça büyüktür. Fikirtepe‘deki pilot kentsel dönüşüm projesinden hareketle tezde
tartışılan konular başta mekan, mekana göre hareketlenen/ konumlanan toplum ve bu
mekan üzerinden kurulan –hem dönüşümden öncesi hem de dönüşümden sonrası
için- egemen dildir/ söylemlerdir. Kente göre konumlanmak ve ona göre moderniteyi
açıklamak, gecekonduyu geleneksel yapıların işlediği alanlar gibi göstermek rahatsız
edici bir anlayıştır. Kent, kendi kendini üretiyor ve metaya dönüşüyor. Kent algısının
değişmesi ve kentlilerin de bu algıda bu 'piyasada' yer almasını Fikirtepe örneği
üzerinden anlatmak istedim.