Özet:
Bu çalışmanın amacı, Türkiye’de elit oluşumu sürecine tarihsel bir perspektiften
bakmak ve Türkiye’nin toplumsal, ekonomik ve siyasal dönüşüm dinamiklerinin
burjuva aileleri üzerinde nasıl tezahür ettiğini anlamaktır. Bu amaçla, Türkiye’de
elitler ve sanat alanı ilişkisinde ayırt edici bir örnek olan büyük yerli sermaye
gruplarından Eczacıbaşı ailesinin, sosyal ve siyasal ilişkileri etrafında doğuşu ve
gelişimi, ekonomik ve kültürel sermaye birikimleri, yatırımları ve ekonomik
sermayelerinin kültürel sermayeye dönüştürme stratejileri incelenmiştir.
Bu araştırmada, C. W. Mills’in sosyolojik analiz için önerdiği yaklaşımla “biyografi
ve tarihi” sentezleyerek ve ekonomik, sosyal ve kültürel açıları ve bunların
kesişimlerini de dikkate alan bir yaklaşımla, Pierre Bourdieu’nın sınıf analizi
yaklaşımı birleştirilerek hareket edilmiştir. Elit oluşumu ve yeniden üretimi süreçleri
-olası bir ekonomik indirgemecilikten kaçınmak üzere- sadece ekonomik sermaye
birikimi ve tüketimi yerine kültürel sermaye ve her iki tür sermayenin birbirine
dönüşme kapasitesinin de tedavüle sokulduğu bir süreç olarak ele alınmıştır.
Araştırmanın temel tezine dayanak oluşturması için; Eczacıbaşı ailesi üyelerinin
biyografik verileri ve kültürel alan ile olan ilişkileri, kültür üreticisi ve tüketicisi
olarak, başta yaptıkları koleksiyonlar, düzenledikleri sergi ve konserler olmak üzere
kültürel alandaki faaliyetleri, hem de maddi olarak destekledikleri veya yatırım
yaptıkları kültür-sanat ve düşünce kuruluşları üzerinden ekonomik sermayelerini
kültürel sermayeye dönüştürme süreçleri incelenmiştir. Sonuç olarak ailenin kentli
tarihsel kökeninin, kültürel-ekonomik sermaye bileşiminin ve bununla bağlantılı olan
siyasal-stratejik tercihlerinin aileyi Türkiye’deki diğer büyük burjuva ailelerden
farklılaştıran temel etmenler olduğu tespit edilmiştir.