Özet:
Kökenleri Osmanlı dönemine kadar uzanan Türk-Amerikan ilişkileri, tarih boyunca iniş ve çıkışlar yaşamışsa da iki ülke birbiri için kaybedilmemesi gereken değerli müttefikler olmuştur. 2000'li yıllarla beraber ABD'nin değişen Orta Doğu politikası ve Türkiye'nin bu çerçevedeki yerinin belirsizliği ikili ilişkilerdeki bu eğilimin değiştiği izlenimini yaratmıştır. 2008 yılında Obama hükümetinin başa gelmesi ile yeni bir döneme girilmiş, ilişkilerin tanımında "stratejik ortaklık" kavramının yerine daha ileri düzeyde iş birliğini ifade ettiği belirtilen "model ortaklık" söylemi geliştirilmiştir. 2010 yılında ortaya çıkan Arap Baharı ve takip eden dönemde Suriye'de başlayan iç savaş ile ikili ilişkiler yeni tanımın test edildiği süreçlerden geçmiştir. ABD'nin bölgesel güç olarak nitelendirilebilecek tarihi müttefiki Türkiye ile ilişkileri, Suriye Krizi taraflarından PYD'ye (Demokratik Birlik Partisi) verdiği destek ile sorgulanır hale gelmiştir. Bu bağlamda çalışmada, Suriye Krizi perspektifinden Obama dönemi Türkiye-ABD ilişkileri incelenmiş ve müttefik ilişkilerinin zedelendiği iddia edilmiştir. Değerlendirmeler neo-realizm ve ittifak teorileri çerçevesinde yapılmıştır. Çalışma sonunda, Obama döneminde Türkiye-ABD ilişkilerinin Suriye Krizi özelinde daha da ayrıştığı hipotezi doğrulanarak, "model ortaklık" kavramının içinin doldurulamadığı ve iki ülke arasında güvenlik ortaklığından ziyade ayrışan güvenlik çıkarlarının olduğu sonucuna varılmıştır. Türkiye'nin güvenliğini doğrudan etkileyen Suriye'deki terör sorununun çözümünde, müttefiki ABD'den beklediği desteği göremediği tespit edilmiştir. ABD'nin izlediği pasif tutum ve bölge unsurları ile hareket etme politikası kapsamında PYD'ye verdiği desteğin yakın dönemde değişmeyeceği analizinde bulunulmuştur. Bu bağlamda, Türkiye-ABD ilişkilerinin kısa dönemde pozitif bir ivme kazanmayacağı öngörülmüştür.