Abstract:
Güney Kore (Kore Cumhuriyeti), iki büyük güç arasında başlayan ve sonradan Soğuk Savaş olarak anılacak mücadelenin ilk yıllarında kurulmuştur. Kore Yarımadasının Sovyetler Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) arasında bölünmesi Kuzey'de Moskova'ya yakın komünist bir Kore'nin, Güneyde ise ABD destekli, Batı yanlısı anti-komünist bir Kore'nin doğmasına yol açmıştır. Soğuk Savaş boyunca iki farklı blok pek çok kez karşı karşıya gelmiş, ancak genel bir çatışma tarafların büyük yıkıma yol açabilecek bir savaşa evrilme potansiyeli taşıdığından gerçekleşmemiştir. Bu bağlamda Kore Savaşı, Soğuk Savaş boyunca taraflardan birinin doğrudan müdahil olduğu ilk sıcak çatışma olmuştur. Güney Kore, savaş sonrası ABD'nin komünizm ile mücadelesinde Asya kıtasında bir anlamda ileri karakol rolünü üstlenmiştir. 1960'lar itibariyle Güney Kore'nin ekonomik durumu ise ülkenin uluslararası sistemde görece önemsiz bir konumda kalmasına yol açtıysa da 30 yıl içerisinde yaşanan ekonomik dönüşüm ülkenin Kuzeydoğu Asya bölgesinde ve daha sonra Asya-Pasifikteki konumunu güçlendirmiştir. Soğuk Savaş dönemi boyunca ABD ittifak sistemi ve ideolojik görüşü ile uyumlu bir ilişki içerisinde olan Güney Kore, özellikle Vietnam Savaşı ertesinde ABD dış politikasındaki değişimlere bağlı olarak bu ülke ile diplomatik krizler yaşamış ve yine bu süreç içerisinde Kuzey Kore'nin yoğun tehditlerine maruz kalmıştır. Soğuk Savaşın bitmesinin ardından ABD ile süregelen ittifakın geleceği hususu ise önemli bir konu olmuştur. Soğuk Savaş sonrası dönemde başta ekonomik açıdan güçlenen komşusu Çin ile gelişen diplomatik ve ekonomik ilişkileri, ABD ittifak sistemi altında bulunmalarına rağmen politik anlamda sorunlarının bulunduğu Japonya ve ABD'nin Çin ile sürdürdüğü rekabet Güney Kore'nin dış politikada ikilemlerle karşılaşmasına yol açmıştır. Bu bağlamda Güney Kore'nin bir ABD-Çin mücadelesi dışında kalmaya çalıştığı bir anlamda denge politikası gütmeye çalıştığı, Japonya ile ABD'ye rağmen hedeflenen diplomatik yakınlaşmayı gerçekleştiremediği hatta ilişkilerin Soğuk Savaş sonrasında daha da bozulduğu görülmektedir. Soğuk Savaşın bitmesi ile birlikte beka kaygısı içerisine giren Kuzey Kore'nin nükleer programını hızlandırması ve Çin'in nükleer kriz sürecindeki konumu Seul'ün Pekin ile yakınlaşmasını da sınırlamakta ve ABD ile olan ittifakının önemini korumasına neden olmuştur. Dolayısıyla Güney Kore açısından stratejik müttefik ilişkileri içerisinde bulunduğu ABD, ülkenin ulusal güvenliğinin temel unsuru özelliğini korumaktadır.