Özet:
Toplumsal hareketler analizlerine duyguları da dahil eden bu tez, literatürde duyguların dışarıda bırakılışını sorunsallaştırmaktadır. Burada toplumsal hareketler sosyolojisinin, bireysel anlatıları, duyguları daha çok odağına alması gerektiği iddia edilmektedir. Diğer yandan duyguların da sosyolojik olarak soruşturulabileceği en uygun alanlardan birinin toplumsal hareketler olduğu tartışılmaktadır. Mevcut toplumsal hareketler literatüründeki görme biçimlerinin görünmez kıldığı alanlara temsil ve duygular ekseninde bakmaya çalışılmıştır. Temsil, temsil düzeneği, temsil edilemezlik kavramları ile toplumsal hareketlerin eylem repertuvarı, protestocuların kaynak ve motivasyonları arasında belirli hatlar kurulmuştur. Farklı disiplinler içinden duygu üzerine yapılmış kuramsal ve pratik çalışmalar taranarak, etik ve pratik bir duygu kuramının imkânları aranmıştır. Tüm bu kuramsal tartışmaları arkasına alarak, Türkiye'den bazı toplumsal hareket örneklerini duygu ve temsil eksenli analiz etmeye çalışan bu tez, daha geniş kapsamlı olarak duygusal bir şiddet tertibatı olan Zorla Kaybetmeler'e ve ardından ortaya çıkan Cumartesi Anneleri hareketinin duygu dolaşımına odaklanıyor.