Özet:
2000'lerin başından itibaren Türkiye'nin refah rejiminde ve sağlık hizmeti
politikalarında önemli bir değişim başlamıştır. 2003 yılında ilan edilen Sağlıkta
Dönüşüm Programı'nın rehberliğinde, sağlık hizmetlerine erişim artmış, hizmetlerde
kapsam genişlemiş ve kişilerin istihdamdaki konumuna dayanan statü eşitsizlikler
ortadan kaldırılmıştır. Çalışmanın amacı, Dünya Bankası'nın refah yönetişimi
politikalarının bir ayağı olarak düşünülebilecek küresel sağlık reformlarının,
Türkiye'deki yansıması olan SDP'nin, sağlık sistemine etkisini incelemek ve yaşanan
değişimin toplumsal yansımalarını ortaya koymaktır. Çalışma, Ardahan'da
gerçekleştirilen niteliksel bir saha araştırmasına dayanmaktadır. Bu saha araştırması
kapsamında, farklı gelir gruplarından sağlık hizmeti kullanıcılarıyla, yarı
yapılandırılmış derinlemesine görüşmeler ve odak grup görüşmeleri
gerçekleştirilmiştir ve elde edilen bulgular sağlık sisteminin değerlendirilmesinde
kullanılmıştır. Çalışmanın konusu, dönüşen refah sistemi ve sağlık politikaları
olduğundan, öncelikle sosyal politika, sosyal güvenlik ve refah devleti gibi
kavramlar incelenmiş; ardından refah rejimi tipleri ve sağlık sistemlerinin
sınıflandırılması üzeride durulmuştur. Ayrıca, küresel gelişmelerin ulusal sosyal
politikalara etkisini göz önünde bulundurularak, Keynesyen sosyal refah devleti ve
onu takip eden neoliberal dönemde, sağlık hizmet alanının nasıl şekillendiği
değerlendirilmiştir. Takip eden bölümde Cumhuriyet tarihi boyunca sağlık hizmet
alanında yaşanan gelişmeler ve bu gelişmeleri belirleyen politika tercihleri üzerinde
durularak tarihsel bir arka plan kurulduktan sonra; saha çalışmasından elde edilen
bulgulara dayalı sağlık sistemi değerlendirmesine geçilmiştir.Yapılan saha çalışması
ile, ülkenin ekonomik ve idare merkezlerine uzak bir ilde, sağlık hizmetlerinde
dönüşüm sonrasında yaşanan olumlu gelişmeler ve ortaya çıkan yeni eşitsizliklerle
ilgili bulgulara ulaşılmıştır. Çalışmanın sonucunda, SDP ile statülere dayalı
eşitsizliklerin ortadan kalktığı fakat gelire dayalı eşitsizliklerin oluştuğuna dair
düşüncelerin doğrulandığı gözlenmiştir. Türkiye'de nitelikli sağlık hizmetine
ulaşmanın sahip olunan gelirin bir fonksiyonu haline geldiği görülmüştür.