Özet:
Günümüz çoğulcu demokrasilerinde, göçmenlerin ev sahibi ülkelerin sosyo-politik
alanlarına katkı ve katılımları giderek önem kazanmaktadır. Bununla birlikte ulus ötesi
alana giren anavatan siyasetine dair göçmen yönelimleri, yalnızca lobicilik ya da
kaynak ülke siyasalarıyla şekillenen diaspora katılım faaliyetleri açısından değil, ulus
ötesi göçmen oy verme eğilimlerinin değerlendirilmesi ve anlaşılması bakımından da
önemlidir. Göçmen siyasal katılım süreçlerinin ve seçmen davranışlarının ulus aşırı oy
kullanma perspektifinden ele alınarak değerlendirilmesi ve çözümlenmesi çok sayıda
farklı norm ve pratiklerden etkilenmesi sebebiyle karmaşık proseslerden oluşmaktadır.
Sadece seçim sandığına oy atma olarak değerlendirildiğinde dahi, anavatan ve yeni
ülke arasındaki sosyo-politik konstrüktif farklılıklar, göçmen oylama tutumunu
etkileyebilecek faktörlerin yarattığı çok boyutlu süreçler, ilaveten çoklu tali aktörlerin
etkin ya da durağan yapıları ulus aşırı oy verme eyleminin çok boyutlu bir yöntemle
ele alınmasını gerekli kılmaktadır. Bu çalışmada Almanya nüfusunun yaklaşık yüzde
üçünü teşkil eden ve en büyük yabancı grubu oluşturan Türkiye kökenli göçmenlerin
hem Almaya hem de Türkiye’ yönelik siyasal katılım algı ve düzeyleri ile oy
davranışları ele alınmaktadır.
Almanya’daki Türkiye kökenli göçmen grup farklı etnik ve mezhepsel kimliklerden
oluşmaktadır. Buna rağmen çoğu zaman etnisite ve inanç konusunda homojen bir
grupmuş gibi değerlendirilmektedirler. Bu doğrultuda Almanya’daki Türkiye kökenli
göçmen grup iki etnik, iki mezhepsel değişkenler gözetilerek değerlendirilmiş, Türk
Sünni, Türk Alevi, Kürt Alevi ve Kürt Sünni olarak dört farklı grup olarak ele
alınmıştır. Oy verme davranışına yönelik var olan literatür, bu dört değişken uyarınca
derinlemesine mülakat yöntemi kullanılarak ele alınmış, göçmenlik fenomeni ile
birleşen etnik ve mezhepsel farklılığın göçmenlerin kaynak ülke ve ev sahibi ülke
siyasal katılımına ve oylama yönelimlerine dair etkileri anlaşılmaya ve analiz
edilmeye çalışılmıştır. İlaveten çalışmada cevabı aranan sorunsallardan biriside; iki
ülke nezdinde gerçekleşen oy verme eylemindeki davranışsal ve siyasal tutarlılığın
olup olmadığıdır.