Özet:
Bu araştırma, siyasal elitlerin toplumsal grupları tehdit olarak inşa eden ulusal kimlik ve egemenlik söylemlerini, 1978-2002 yılları arasındaki parlamento tutanakları üzerinden analiz etmektedir. Çalışmanın amacı, bu söylemlerin hangi tür dışlayıcı stratejiler içerdiğini, devlet içi çatışmaları açıklamada kısıtlılıklar taşıyan geleneksel yaklaşımların dışına çıkarak araştırmaktır. Bu çalışma, Kopenhag Okulu'nun güvenlikleştirme teorisinin Türk siyasal hayatındaki kronik toplumsal gerginlikleri anlamak için yeni bir kavrayış sunacağı iddiasındadır. Kopenhag Okulu, toplumsal güvenlik kavramsallaştırmasıyla, etnik ve politik ayrışmalarla ilişkili devlet içi çatışmayı açıklayan kapsamlı bir alternatif yöntem sunmaktadır. Siyasal elitlerin güvenlikleştirici söylemlerinin toplumsal güvenlik kavramı üzerinden incelenmesi; ulusal kimliğin hangi anlatılarla kurgulandığını, hangi grupların ulusal kimliğe dahil edildiğini ve hangi grupların ulusal kimliğin dışında bırakıldığını açıklayabilir. Bu nedenle araştırma, siyasal elitlerin devlet-içi politik ve toplumsal grupları hangi değerler açısından tehdit olarak kurduğunu ve etnik, dinsel, dilsel ve ideolojik gerilimleri kurgulama biçimlerini güvenlikleştirme teorisi aracılığıyla tartışmaktadır. Siyasal elitler, politik ve etnik grupları tehdit olarak inşa ederken ulusal kimlik ve devlet egemenliğine dair varoluşsal değerlere gönderme yapmaktadır. Meclis söylemi, bu değerlerin korunmamasını kimliğin ve egemenliğin yıkılışı biçiminde temsil ederek olağanüstü önlemlerin alınmasına meşruiyet oluşturmaktadır. Spesifik bir grup; teritorya, etnisite, din, dil ve rejim şeklindeki ulusal kimlik ve devlet egemenliğine ait varoluşsal nesnelere meydan okuduğunda, siyasal elitler, bu grupları "güvenlikleştirmekte" ve bu nesneleri koruma adına olağanüstü önlemler almaktadırlar. Daha geniş olarak bu tez, çatışmalarla bölünmüş toplumlarda şiddet ve elit stratejileri literatürüne katkıda bulunmayı ve şiddetin etnik, dilsel ve dini olarak çeşitlilik gösteren toplumlarda nasıl meşrulaştırıldığı konusunda daha fazla araştırma yapılmasının yolunu açmayı amaçlamaktadır.