Özet:
Bu çalışma Dışişleri Bakanlığı yapmış İsmail Cem (1997-2002) ve Ahmet Davutoğlu'nu (2009-2014) karşılaştırmalı ele alarak Soğuk Savaş sonrası Türk Dış Politikası'nı birey-birim seviyesinde analiz etmiştir. Çalışma dış politikanın materyal olmayan alanına, dış politikayı yönlendiren bireylerin dış politikaya yönelik tasavvurları kısmına yönelmektedir. Cem ve Davutoğlu'nun politik sosyalleşme ve kimlik algılarıyla inşa ettikleri dış politika tasavvurlarının, kendi bakanlıkları döneminde Türk dış politikasının kimliği ve öteki algısını etkilediği çalışmanın temel savıdır. Dış politikada materyal olmayan alanı ele alan sosyal inşacılık (konstrüktivizm) çalışmanın kuramsal temelini oluşturmuştur. Cem ve Davutoğlu'nun dünya tasavvurlarının ve kimlik algılarının dış politika pratiklerini nasıl ve ne yönde şekillendirdiği ve dış politikada öteki olanı nasıl algıladıkları “dost”, “rakip”, “düşman” - “yakın”, “tarafsız/nötr”, “uzak” kavramları aracılığıyla yorumlanmıştır. Sosyal inşacı Alexander Wendt‟in İngiliz ekolüne mensup Martin Wight‟tan yola çıkarak uluslararası yapının kültürünü açıklamak için ortaya koyduğu üç siyasal kültür -“Hobbesçu”, “Lockecu”, “Kantçı”- kategorileştirmesi, Cem ve Davutoğlu,'nun tasavvurlarının uluslararası yapıyla ve bölgesel yapılarla uyumlarını çözümlemek için kullanılmıştır. Cem ve Davutoğlu farklı politik sosyalleşme süreçlerinden geldikleri için dış politikayı tasavvur etme ve öteki olanı kendi tasavvurlarına göre tanımlamada farklılaşmışlardır. Her iki aktörün geleneksel dış politikayı eleştirmeleri, ötekini tanımlarken ortak tarih, kültür ve coğrafya kavramlarına atıfta bulunmaları ve dış politikada bu kavramları kullanmaları, yumuşak güce dayalı aktif dış politikayı tercih etmeleri benzerlikleri arasındadır. Cem ve Davutoğlu‟nun dış politika tasavvurları ve eylemleri kendi dönemlerindeki uluslararası yapının kültürüyle uyum içinde olmuştur. Kantçı kültür içinde Avrupa bölgesinde ortak bir “biz” etrafında bütünleşme amacı Cem ve Davutoğlu'nun kabul ettiği bir süreç olmuştur. Ayrıca Cem ve Davutoğlu Orta Doğu, Kafkaslar ve Balkanlar‟da ortak tarih ve kültür unsurları vasıtasıyla yakın ilişkiler kurmayı hedeflemişlerdir. Cem, bu bölgelerle yakın ilişkiler çerçevesinde işbirliği sürecini desteklese de bu bölgelere Locke'cu kültür içinde yaklaşmıştır. Davutoğlu ise özellikle Orta Doğu ve Balkanlar‟da yakın ilişkiler çerçevesinde Kantçı kültüre dayalı ortak “biz” etrafında toplanmayı amaçlamış fakat bu amacını pratiğe aktaramamıştır.