Özet:
20. yüzyıl ile birlikte kentler yeni bir evreye girmiş, küreselleşmenin etkisiyle değişen sosyo-ekonomik politikalar dünyada kentleri öne çıkarmıştır. Literatürde ‘küresel kent, dünya kenti’ gibi tanımlamalar ortaya atılmış, küresel finans piyasası kentleri birbiriyle rekabete sürüklemiştir. Küreselleşme adı altında yürütülen bu politikalar kentleri tüketilecek birer meta olarak pazara sunmuş, kenti tüm özgünlüğünü kaybetme riskiyle baş başa bırakmıştır. Hem yapısal hem de kültürel bir değişime uğrayan kentlerde; eşitsizlik, kutuplaşma gibi toplumsal ve mekansal ayrışmalar gözlenmiştir. Bu çalışmada, İstanbul özelinde, küreselleşmenin bir sonucu olarak gerçekleşen kentsel dönüşüm uygulamalarını eserlerinde sorunsallaştıran sanatçılar ele alınmıştır. Tezde ilk olarak, kentin tarihsel sosyo-ekonomik gelişimi incelenmiş, daha sonra küreselleşme olgusu ve kentlere olan etkileri irdelenmiştir. Bu bağlamda, kültürel ortamın dinamikleri üzerinde durulmuş, ortaya çıkan kültür endüstrisinin bir parçası olan bienal, müze, fuar ve festivaller sıralanmıştır. Bu oluşumlara ek olarak İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Projesi dahil edilmiş; özellikle görsel sanatlar alanında, kent için yaratılan söylem ve etkinlikleri özetlenmiştir. Devam eden bölümde, tarihsel süreç içerisinde değişen kent politikaları ele alınmış; günümüzde yaşanan kentsel dönüşümün dayandığı kentleşme çelişkileri araştırılmıştır. Aynı dönemde gelişen güncel sanat ortamının yapısı, kurumsallaşması ve uluslararası piyasaya eklemlenmesi değerlendirilmiş; sanatçıların farklılaşan pratikleri ve sanatsal stratejileri belirtilmiştir. Son olarak, kentsel dönüşüm bağlamında öncü projeler, araştırmalar, çalışmalar üretmiş ve/veya yeni bir söylem kazandırmış sanatçıların çalışmaları incelenmiştir