Abstract:
70’li yıllarda başlayan ve günümüze uzanan yaklaşık 50 senelik gelişim sürecinden
geçmiş, analog ses sinyalin sayısal veriye dönüştürülüp işlendiği sayısal ses iş
istasyonları (DAW), ulaşılan teknoloji ve bu teknolojinin sağladığı imkanlar ile müzik
üretiminin vazgeçilmez unsurlarından biri haline gelmiştir. İki kanal ses kaydedebilme
ve kaydedilen bu sesin belirli bir bölgesini kesebilme özelliği ile başlayan yazılımların
gelişimi, günümüzde çok kanallı kayıt, midi desteği, sanal enstrümanlar, ses efektleri,
otomasyon, spektral düzenlenme, perde düzeltme ve daha bir çok özellikle birlikte
geçmişte hayal bile edilemeyecek boyutlara gelmiştir. Müzik prodüksiyonunda
kullanılabilecek yazılımların sayıca fazla olması, aralarındaki fiyat farkları,
yazılımların reklam kampanyaları, müzik prodüksiyon camiasında tanınan kişilerin
açıklamaları gibi sebeplerle bu yazılımlar arasında ses kalitesi veya üstünlüğü
konusunda uzun yıllardır süre gelen bazı tartışmalar başlamıştır. Bu çalışmanın da
çıkış noktasını oluşturan ses niteliği farkları ile ilgili tartışmalar ve iddialar
yazılımlardan alınan çıktıların detaylı analizleri ile incelenmiştir. Panlama, fader
hareketleri, eklentiler, otomasyon, arabellek boyutu, çıktı zaman aralığı, çıktı formatı
gibi ses farkı oluşturma olasılığı bulunan faktörler öncelikle tek bir test sinyali ve tek
bir kanalda detaylı bir şekilde analiz edilmiştir. Tek bir kanal ve tek test sinyali
kullanılması sayesinde yazılımların analiz edilen faktörle ilgili çalışma şekli izole
edilerek ortaya çıkarılmıştır. Sonrasında, çok kanallı projelerin analizleri yapılmış ve
tek kanal analizlerinden elde edilen verilerin yardımıyla ölçülen farkların nedenleri
ortaya konulmuştur. Oluşan sayısal farkların büyüklüğüne göre yazılımlarda aynı
ayarlar ile hazırlanmış müzik prodüksiyonu projeleri arasında ses niteliği farkının
duyulma olasılığı tartışılmıştır.