Özet:
Küresel krizler ve büyük şirket skandalları sonrasında risk raporlama oldukça önemli hale gelmiştir. Son zamanlarda yatırımcılar şirketlerin karşı karşıya olduğu riskler hakkında daha nitelikli bilgi talep etmekte ve sadece geçmiş riskler değil aynı zamanda geleceğe yönelik riskler hakkında da bilgi sahibi olmak istemektedirler. Ayrıca zorunlu veya teşvik edici birtakım düzenlemeler şirketleri daha fazla risk raporlaması yapmaya iten diğer faktörlerdir. Bu çalışmanın amacı kurumsal yönetim uygulamalarının şirketlerin risk raporlama düzeyindeki etkilerini analiz etmektir. Bu bağlamda BIST100 endeksinde yer alan ve finansal olmayan şirketlerin faaliyet raporlarındaki risk raporlama düzeyi içerik analizi yöntemiyle incelenmiştir. Çalışmada risk açıklamaları; finansal risk, faaliyet riski, teknolojik risk ve stratejik risk olmak üzere 4 alt başlığa ayrılmış ve 'parasal ve parasal olmayan', 'geleceğe yönelik ve geçmişe dönük' ve 'olumlu, olumsuz ve nötr' olması yönünden sınıflandırılmıştır. Faaliyet raporlarındaki cümleler risk birimi olarak kabul edilmiştir. Çalışmanın elde ettiği genel bulgulara göre, şirketler sınırlı sayıda gelecek riski raporlamaktadır ve olumsuz ya da olumlu risklerden daha çok nötr riskleri açıklama eğilimindedirler. Buna ek olarak Türk şirketlerinin faaliyet raporlarında en fazla finansal riskleri raporladığı gözlemlenirken teknolojik riskleri diğer risk türlerine göre daha az sayıda raporladığı görülmektedir. Toplam risk açıklamalarının yaklaşık yüzde 53'ü parasal risk açıklamaları niteliği taşırken yüzde 47'si parasal olmayan risk açıklamalarından oluşmaktadır. Çalışmada yönetim kurulu büyüklüğünün, yönetim kurulundaki kadın üye yüzdesinin, bağımsız üye yüzdesinin ve şirket büyüklüğünün risk raporlaması ile anlamlı ilişkili olduğu tespit edilirken, yönetim kurulunun toplantı sıklığı ve kaldıraç düzeyi ile risk raporlama düzeyi arasında anlamlı ilişki bulunamamıştır. Buna ek olarak enerji ve teknoloji sektörlerinde yer alan şirketlerin risk açıklama düzeylerinin imalat sektöründekilere göre daha fazla olduğu sonucu elde edilmiş, diğer sektörlerin şirketlerinin ise imalat şirketlerine göre risklerini daha az açıkladığı tespit edilmiştir.