Özet:
Bu tez, toplumsal cinsiyet mefhumu bağlamında öznelik tartışmalarının kuramsal alanda ve çağdaş sanat pratiklerinde ne şekilde evrildiğini incelemektedir. Çağdaş sanatta öne çıkan sanatçılar tarafından üretilen eserlerde ve performanslarda yaratılan yeni öznelik ve kimlik arayışlarını postyapısalcı argümanlar ekseninde ele almak hedeflenmiştir. Bu kapsamda, heteronormatif sistem tarafından kodlanan cinsel kimlik anlayışına karşın, cinsellik, öznelik ve kimlik meselesini farklı yönlerden gösteren çağdaş sanatçıların eserlerine ve performanslarına odaklanılmıştır. Özneliğin dilin içinde nasıl kurgulandığı ve toplumsal cinsiyet temelli ayrımcılıkla bastırılan öznenin bir direnç unsuru olarak bu göstergelerle nasıl mücadele ettiği, postyapısalcı felsefenin önde gelen teorisyenlerinin kuramları bağlamında irdelenmiştir. Beden, cinsiyet ve öznelik ile ilgili söylemlerin ve dilin göstergeler sisteminin yapı bozuma uğratıldığı bu süreçte çağdaş sanatçılar, yeni stratejiler ve önermelerle yeni anlamlandırmalar yaratmaktadırlar. Çoklu, akışkan bir kimlik ve beden olgusuna yönelik eğilimler artarken, Foucault ve Butler gibi kuramcıların argümanları, queer kuramı tartışmalarının oluşturduğu bakış açıları ve insan sonrasına dair yepyeni olgular göz önünde bulundurulmuştur. Nitekim gelişen nanoteknoloji, bilgisayar teknikleri, robotlar ve yeni üretim sistemleriyle gündeme gelen "insan sonrası" ve "hibrit beden" kavramlarıyla türler ve cinsiyetler arasındaki ayrımların giderek belirsizleştiğine tanık olunmaktadır.