The study explores how media creates it's hegemony in contemporary world. At this
level, it focuses on understanding media in Turkey in the frame of Jean Baudrillard‘s
simulation theory. It specifically studies the television media and its reflections
through the analysis of particular television programmes such as Survivor and
marriage programmes. In the study, the quantitative data were obtained through
questionnaires conducted with 127 Survivor viewers. Besides, 10 Survivor viewers
were interviewed to find out if imageries in Survivor programme are cultivated
thereby revealing the extent of television media‘s impact in human perception. Apart
from that, a questionnaire conducted with 2727 participants was made use of to know
the general attitude towards media especially by referring to the considerations on
marriage programmes. Furthermore, in the study, 5 episodes of Survivor from 2010,
2011 and 2012 seasons and 1 episode from a marriage programme (Esra Erol‘la
Evlen Benimle) broadcasted in 2012 are discussed with the methods of content and
discourse analysis as well. From the results revealed via questionnaires, interview,
discourse and content analysis, it could be inferred that by the intrusion of the
television media, human perception is reformulated being detached from the
previously experienced praxis and as a result of it, conscious is entrapped in the
hyperreal condition. The dissertation deals with that media imagery is reflected
neither in the opposite nor in the similar form of its first referential meaning, yet
being left in its anti-form undescriptive.
Çalışmada çağdaş dünyada medyanın kendi hegemonyasını nasıl yarattığı ele
alınmaktadır. Bu bağlamda, Türkiye‘de televizyon medyası ve bunun yansımaları
evlendirme ve Survivor programları üzerinden tartışılmıştır. Araştırmada, 127
Survivor izleyicisine uygulanan anket ile 10 izleyici ile yapılan görüşme tekniğinden
elde edilen niceleyici veri ışığında televizyon medyasının etki düzeyi ve programdaki
imgelerin alımlanma düzeyi ölçülmeye çalışılmıştır. Ayrıca, 2727 katılımcıya
uygulanmış olan anketten yararlanılarak genel anlamda medyaya ve evlendirme
programlarına ilişkin elde edilen bulgular yorumlanmıştır. Dahası, çalışmada 2010,
2011 ve 2012 yıllarında yayınlanan Survivor programından 5 bölüm, 2012 yılında
yayınlanan bir evlendirme programından da (Esra Erol‘la Evlen Benimle) 1 bölüm
söylem çözümlemesi ve içerik analizi yöntemiyle incelenmiştir. Sonuç olarak, elde
edilen bulgularla toplumsalın medya aracılığıyla nasıl yeniden üretildiği, içinin
boşaltıldığı ve değer yargılarının salt imajlara indirgenerek nasıl gerçeküstü bir
yaşam pratiği içine çekildiği ve var olan yaşam pratiklerinden yoksun bırakılan insan
bilincinin medya teknolojileri tarafından nasıl yeniden biçimlendirildiği açıklanmaya
çalışılmıştır. Tezde bu yeniden üretmenin zıt ya da bir benzeri olarak değil bir karşı
form olarak yansımaları ele alınmaktadır.