Abstract:
Modern sonrası bilim ve teknolojinin etkisi ile ortaya çıkan çürüme/decadence durumu, aydınlanma aklının ön plana çıkardığı üst anlatıların meşruiyetinin sorgulanmasına sebep olmuştur. Kuvvetli modern yapıların ve kurumların gözden düşmesi, postmodern dönemin ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır. Postmodern bilgi anlayışı, esnek, karmaşık ve heterojen bir yapıya sahiptir. Bu yapının en büyük sorunu ise filozoflar tarafından anlamın yadsınması/buharlaşması olarak görülmüştür.
Anlamın kaybını gerçeklik ve görünüş üzerinden ele alan Jean Baudrillard, yapay ve sahte olanın gerçeğin yerini aldığını ve içinde yaşadığımız bu çağın simülasyon çağı olduğunu vurgulamıştır.
Bu tezde Antik Yunan’dan bugüne dek tartışılagelmiş gerçeklik-görünüş diyalektiği üzerinden simülasyon kuramını temellendiren Baudrillard’ın düşüncesine yer verilecektir. Baudrillard’ın gerçeğin imaja dönüştüğünü temellendiren simülasyon kuramına dair kullandığı kavramlar ele alınarak, gerçekliğin hangi alanlarda hipergerçekliğe dönüştüğü incelenecek, bu doğrultuda simüle edilen nesne ve olguların gündelik hayatta hangi şekiller üstünden karşımıza çıktığı irdelenecektir.