Özet:
Din ile bilim arasında, geçmişten bu yana tartışma konusu edilmiş ilişkinin mahiyetine dair din felsefecileri veya bilim insanları tarafından ortaya konan iki görüş; bu iki alanda çatışma ya da uyumun olduğu üzerinedir. Modern bilimin getirdiği pozitivist bilimci anlayışla beraber kendine olan güveni daha da artan pozitif ateizm, bilim ile din arasında herhangi bir uzlaşmanın mümkün olmadığını iddia ederek dinin akla yatkın olmayan bir inanma meselesi olduğunu ifade eder. Bilim alanında önemli bir alan bulan Natüralizm, bilim ile din arasındaki ilişki hakkında yorumlarda bulunurken aynı zamanda teistik iddialara da cevaplar vermektedir. Günümüz din felsefecilerinden Plantinga, Natüralizm’in bilim ile din arasındaki derin çatışma olduğu iddiasına karşı bilim ile dinin yüzeysel bir çelişki içerisinde olmakla birlikte derin bir uyuma da sahip olduğunu ortaya koyan önemli argümanlar ortaya koymaktadır. Türk felsefe yazınında Kemal Batak ve O. Caner Taslaman bu alanda önemli çalışmalar ortaya koymuşlardır. Bu yazarların çalışmalarından faydalanarak, bu alanda Plantinga’nın eleştirilerine bakmak suretiyle natüralistlerin çalışmaları doğrudan ele alınmıştır.
Tezimiz “Giriş”, “Natüralizm Tanımı ve Çeşitleri”, ”Plantinga’nın Argümanları ve Argümanlara Yapılan İtirazlara Yaptığı Eleştiriler” ve “Sonuç” olmak üzere dört bölümden oluşmaktadır. Teistik inançlarda evrim sürecinin olmadığı yönündeki görüşlere rağmen kutsal kitaplarda böyle bir durumun olmadığı ile alakalı bir bilgi bulunmadığı için evrim sürecini bir yönetenin olabileceği görüşü ele alınmaktadır. Plantinga, Evrim Teorisi’nin insan yaşamının gözlemlenemeyecek kadar uzun olması sebebiyle bu süreci bir yaratıcının yürütmesinde hiçbir beis görmediğini güçlü argümanlarla ortaya koymaktadır.