Özet:
Salt özgecilik var olmadığı için her ahlaki eylem, içerisinde bencillik barındırır. Dolayısıyla Kant gibi filozofların iddia ettiği “içerisinde karşılık beklentisi bulunmayan eylemlerin iyi ve erdemli olduğu” önermesi geçersizdir. Zira karşılık veya çıkar beklentisi olmayan bir eylem, ahlaklı olmaktan ziyade imkansızdır. Bu durumun iyice anlaşılabilmesi için bu çalışmada, öncelikle ahlaki egoizm, rasyonel egoizm ve psikolojik egoizm gibi egoizmin çeşitli kavramları üzerinde durularak İslam, Hıristiyanlık, Yahudilik ve Hinduizm gibi dinlerdeki ödül-ceza mekanizmasının (cennet-cehennem veya daha iyi ya da kötü bir sonraki hayat) ahlaki egoizm ile uyumuna dikkat çekilmektedir. Bu dinlerin inananları, kişisel çıkarlarını maksimize etmek için, yani daha iyi bir ebedi hayata kavuşmak için ahlaklı davranabilirler ve bu tutum oldukça rasyoneldir. Buna karşılık herhangi bir dine inanmayan bir kişi de ahlaklı davranışlarının karşılık beklentisi barındırmadığını iddia edebilir ve bu tutum ise gerçek dışıdır. Bir eylemin ödül-ceza mekanizması bağlamında bir karşılığının olması, o eylem adına sadece motivasyon teşkil etmekle kalmamakta, ayrıca o eylemi anlamlı kılmaktadır. Ödülün ve cezanın bulunmadığı bir eylem iyi ya da erdemli değil, anlamsızdır. Bu sebeple teizm ahlakının ödüle ve cezaya dayanması, diğer deyişle bir ticaret olması, onu daha da rasyonel hale getirmektedir.