Özet:
Elinor Ostrom’un 2009 yılında Nobel İktisat ödülünü almasına kadar geçen sürede yapılan akademik çalışmalar, ortak mallar trajedisine 2 çözüm yolu ile yaklaşmaktaydılar. Bunlardan ilki devlet teorisi olarak adlandırılan devlet müdahalesi, ikincisi ise firma teorisi olarak adlandırılan özelleştirmedir. Ostrom, 1991 yılında yayınlanan “Governing The Commons” yani “Ortakların Yönetimi” isimli kitabında bu iki görüşe birden karşı çıkmaktadır. Ostrom bu çalışmasında ortak havuz trajedisine konu olan kaynakların kendi kullanıcıları tarafından nasıl etkin bir biçimde yönetilebilineceğini açıklamaya çalışmıştır. Ostrom’a göre ortak mallar trajedisi, geleneksel yöntemlerden ziyade kullanıcıların kendi kurallarını belirlediği bir ekonomik yönetişim kavramı ile önlenebilmektedir. Çalışmada ifade edilen ekonomik yönetişim kavramıyla, bireyler hükumet müdahalesi ve özelleştirme olmadan kendi kuralları ile ortak malların kullanımından yararlanmakta ve ekonomik verimliliği arttırmaktadırlar.
Ostrom’un Nobel İktisat ödülünü Oliver Williamson ile paylaşması ile İktisat bilimine yeni bir yaklaşım kazandırılmıştır. Ortak mallar konusuna geleneksel anlayıştan çok daha farklı bir şekilde yaklaşmaları, Nobel İktisat ödülünü almaları konusunda önemli rol oynadığı söylenebilir. Başlıca 2 ana bölümden oluşan bu çalışma, ortak mallar trajedisi ile ilgili teorik tartışmalar ve geliştirilen çözüm yöntemlerini incelemeyi amaçlamaktadır.
Birinci bölümde, kamusal mallar ve ortak mallarla ilgili temel kavramsal çerçeve ele alınmaktadır. Ayrıca küreselleşme ile ortaya çıkan küresel kamusal mallara ilişkin açıklama ve örneklerin incelenmesine de yer verilmiştir.
İkinci bölüm ise ortak mallar trajedisini ve Elinor Ostrom’un bu alanda yapmış olduğu katkıların analizini içermektedir. Son olarak ortak mallarda ekonomik yönetişim kavramı, John E. Romer’in öncülüğünü yaptığı Kantçı yaklaşıma göre oyun teorik olarak kurgulanmış ve işbirliğinin ortak mallar içerisindeki önemi açıklanmaya çalışılmıştır.