Özet:
Bu çalışma İkinci Meşrutiyet'in ilanıyla birlikte Arnavutların eğitim alanındaki faaliyetlerini, Arnavutça eğitim taleplerini ve bu eğitimin hangi alfabe ile yapılacağı konusunda Arnavutlar arasında ortaya çıkan alfabe tartışmalarını dönemin Türk basını üzerinden incelemeyi ve değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Araştırma, 1908 yılında İkinci Meşrutiyet'in ilanından başlayarak 1912 yılında Arnavutluk'un bağımsızlığıyla sonuçlanan döneme kadar olan süreci kapsamaktadır. Radyo ve televizyonun olmadığı bir dünyada gazetelerin bilgi, haber ve fikirlerin çok daha geniş kitlelere ulaştırılmasında önemli bir kitle iletişim aracı olduğu varsayımından hareketle dönemin yüksek tirajlı beş büyük gazetesi Tanin, İkdam, Sabah, Yeni Gazete ve Tasvir-i Efkâr bu tezin ana kaynakçasını oluşturmuştur. Bunlarla birlikte arşiv belgelerinden ve ikinci el kaynaklardan da yararlanılmıştır. Basın üzerindeki sansürün kalktığı ve adeta bir basın patlamasının yaşandığı bu dönemin gazeteleri incelendiğinde, Arnavutların Meşrutiyet'in ilanıyla birlikte kurdukları kulüp ve cemiyetler aracılığıyla eğitim alanındaki faaliyetlerine hız verdikleri görülmüştür. Ayrıca düzenlenen kongrelerde bu alanda yapılması gerekenleri masaya yatırmışlar ve bu konuda atılması gereken adımları kararlaştırmışlardır. Bu dönemde Arnavutların yanı sıra hükumetin de eğitim konusunda faaliyetlerde bulunduğu ve Arnavutluk'ta eğitimin yaygınlaştırılması konusunda çalışmalar yürüttüğü görülmüştür. Diğer yandan Meşrutiyet'in ilanıyla birlikte Kanun-i Esasi'den çok şey bekleyen Arnavutların Anayasa'nın yeniden yürürlüğe girmesiyle birlikte anadilde eğitim taleplerini yüksek sesle dillendirmeye başladıkları, bunun da beraberinde Arnavutça eğitimin hangi alfabe ile yapılacağı sorusunu gündeme getirdiği tespit edilmiştir. Böylece Arnavutlar arasında ayrışmalara sebebiyet verecek olan bir tartışmanın da fitili ateşlenmiştir. Bu bağlamda dönemin gazetelerinin hedef kitlelerinin olduğu ve sayfalarında yer verdikleri haber ve yorumlarla bu kitlelerin inanç, düşünce ve tutumları üzerinde etkili olmayı amaçladıkları varsayımından hareketle alfabe meselesi gazetelerde incelenmiştir. Neticede bu meselenin Türk basınını uzun süre meşgul ettiği, tartışmaların yalnızca Arnavutlarla sınırlı kalmayıp Türk aydınlarını da kapsadığı görülmüştür. Ayrıca gazetelerin gündem belirleme ve kamuoyu oluşturma etkisinin bir ürünü olarak halkın, düzenlenen mitingler vasıtasıyla tepkisini ortaya koyduğu ve tartışmalara müdahil olduğu tespit edilmiştir.