Abstract:
Küratör kavramı, Latince curare (to care)'den türemiş olup korumak, özen göstermek, ilgilenmek şeklinde tarif edilebilir. Küratörlüğün ortaya çıkışı müzeciliğin gelişimiyle birlikte olduğundan, sanat kurumlarının dönüşüp değişmesine bağlı olarak küratörün yetki ve sorumlulukları farklılaşmıştır. Önceleri bir kuruma bağlı olarak çalışan küratöre 1960'ların sonlarından itibaren bağımsız çalışan küratörler de eklenmiş, küratörlük mesleğinde sergi düzenleme gibi geleneksel çalışma prensiplerini aşan bir sürece doğru gidişat başlamıştır. Günümüzde sanat yapıtlarının sergilenmesindeki en etkin aktörler arasında yer alan küratörlük kurumu ile sergileme politikalarındaki dönüşümlerin Batı'da olduğu gibi Türkiye'de de tarihsel olarak devlet himayesiyle yakından ilişkili olduğu söylenebilir. Bu çalışmada eleme, biriktirme, sanat kurumlarının sergileme ve koleksiyon geliştirme politikalarını etkileme gibi alanlarda söz sahibi olan küratörlük kurumunun dönüşen işlevleri, Türkiye'de meslek olma süreci, bu mesleğe yöneltilen eleştiriler sanat piyasasının gelişimiyle birlikte ve Beral Madra örneği üzerinden ele alınmıştır. Türkiye'nin ilk kuşak küratörleri arasında yer alan Beral Madra, 1980'lerin başından itibaren özel ve kamu kurumlarıyla işbirliği içerisinde, ulusal ve uluslararası düzeyde birçok sanat kurumunda sergiler düzenlemiş, Bienal gibi büyük sanat etkinliklerinde küratörlük yapmıştır. Küratörlük yapmaya başladığı ilk dönemden günümüze kadar, küratörlüğü tam zamanlı bir meslek olarak icra eden Madra'nın, hem Türkiye küratörlük tarihi içinde hem de 80'lerden sonraki diğer küratör kuşakları için önemli bir aktör olduğu söylenebilir. Bu tez çalışması, Madra'nın, küratöryal pratiklerini dönemselleştirme girişiminin yanı sıra Türkiye'deki küratörlük çalışmalarının gelişim sürecine de bir giriş yapmayı amaçlamaktadır.