Abstract:
Din ile devlet arasındaki ilişkilerinin tarihsel seyri, devletin bu noktada tavrı
Türkiye’de rejimin kuruluşundan itibaren tartışmaların odağında olmuştur. Din
meselesi ve Türkiye’nin laiklik algısı ve uygulamaları akademik çalışmaların her
dönem ilgisini çekmiş, konu farklı açılardan ele alınmıştır. Tek partili yıllarda devletin
benimsediği laiklik anlayışı, döneme ilişkin çalışmalarda genel olarak sert ve yer yer
militan olarak yorumlanmıştır. Devletin eleştirilere konu olan yaklaşımında, II. Dünya
Savaşı sonrasında bir değişim gözlenmiş, bu değişim sonucunda da dini alanla daha
önce kurduğu ilişkide paradigma değişimi yaşanmıştır. Bununla uyumlu olarak devlet,
yeni dönemde din eğitimini de kapsayan pek çok adım atmıştır. Yeni dönemin önemli
bir sembolü olarak kabul edilen Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi bu çalışmanın
ana konusudur. Bu çalışmada fakültenin din ile devlet arasındaki ilişkisinde genel
olarak nerede konumlandırıldığı, kuruluş misyonu, amacı ve fakültenin süreç içinde
bunlara ne ölçüde bağlı kaldığı analiz edilmiştir. Çalışma fakültenin kurulduğu
1949’dan kurumsallaşmasını büyük ölçüde tamamladığı 1960’a kadar geçen zaman
aralığını kapsamaktadır. Bu çalışmada, söz konusu zaman diliminde konuya yönelik
olarak yayımlanan çalışmalar, dönemin basınında çıkan yazılar ve fakültenin kendi
yayınları incelenmiştir. Fakültenin hangi hedef doğrultusunda kurulduğu, kendisine
nasıl bir misyon yüklendiği, nasıl bir din eğitimi anlayışına sahip olduğu, modernlik
ve laiklik gibi konulardaki tutumu analiz edilmiştir. Fakültenin kuruluş amacında,
devletin dini denetim altında tutma motivasyonunun yattığı, fakültenin de büyük
ölçüde bu amaca uygun bir eğitim verdiği anlaşılmıştır. Fakültenin zaman içerisinde
ortaya koyduğu teolojik bakışıyla kendisinden sonraki ilahiyat fakültelerinden
ayrıştığı ve bir ekole dönüştüğü tespit edilmiştir. Sonuçta fakülte kendisinden beklenen
din görevlisi yetiştirme hedefini de aşan bir süreç yaşamış, kendisinden sonraki
ilahiyat fakültelerinin çoğundan farklı bir yerde durarak daha makro düzeyde etkisi
olan bir kuruma dönüşmüştür.