Özet:
Çevirinin kültürel ve ideolojik unsurlardan etkilenen ve onları etkileyen bir eylem
olarak ele alındığı çeviribilim ile toplumsal cinsiyet konusunun buluştuğu bu tez
çalışmasında, zengin bir metinlerarası ilişkiler ağı içerisinde yer alan ve feminist
kurama göre eril dilin dönüştürüldüğü bir metinlerarasılık olan kadın yazınının çevirisi
incelenmekte, kaynak ve erek metinlerde kadın yazını izleri sürülmektedir. Çalışmada,
öncelikle feminist kuramcıların görüşleri temel alınarak kadın yazınının özellikleri
üzerinde durulmaktadır. Daha sonra bir karnaval özelliği taşıyan kadın yazınının
metinlerarası yönü ve metinlerarası ilişkiler ağında nasıl kurgulandığı ele
alınmaktadır. Bu aşamada, kadın yazınının palimpsestvari yapısının yanı sıra, kadın
ve doğa ile bağlantılı olarak feminist kuram ile aynı noktada buluşan Şamanizm’in
metinlerarası ilişkiler yoluyla kadın yazınını nasıl güçlendirdiği incelenmekte ve
yazarın şamancıl yolculuğuna dikkat çekilmektedir. Son olarak da Antoine Berman’ın
“farklılaştırıcı eğilimler” kategorilerinden yararlanılarak, kaynak metin ile erek metin,
kadın yazını çerçevesinde kıyaslanmakta ve farklı evrenler arasında uzun bir şamancıl
yolculuğa çıkması beklenen çevirmenin metinlerarasılık macerası izlenmektedir.
Çalışma için zengin metinlerarası ilişkiler ve kadın yazını unsurları taşıyan iki roman
ve İngilizce çevirileri seçilmiştir. Bunlardan biri, Buket Uzuner’in “Uyumsuz Defne
Kaman’ın Maceraları-Su” (2012) adlı romanı ve onun Alexander Dawe ve Clare Frost
tarafından yapılan “The Adventures of Misfit Defne Kaman-Water” (2014) adlı
çevirisidir. Diğeri ise Ece Temelkuran’ın “Düğümlere Üfleyen Kadınlar” (2015) adlı
romanı ve bu romanın Alexander Dawe tarafından yapılan “Women Who Blow on
Knots” (2017) adlı çevirisidir. İki kitapta erkek çevirmen aynı iken kitapların birinde
kadın çevirmen ile ortak çalışma yapılmış olmasının çeviri kararları açısından
doğuracağı sonuçlar araştırılmaktadır. Araştırmanın sonucunda, kadın ya da erkek
olması fark etmeksizin çevirmenin akıcı bir çeviri metin oluşturmak hedefiyle, farklı
evrenler arasındaki şamancıl yolculuğu tamamla/yamadığı, bunun sonucu olarak eril merkezci bir yönelim ile çeviride kadın yazını izlerinin silindiği gözlenmiştir.