Özet:
Türk Eğitim Sistemi'nde İngilizce Öğretim Programı oldukça önemli ve zorunlu bir programdır. İngilizce öğrenmenin önemi gün geçtikçe artmaktadır bu nedenle İngilizce Öğretim Programı üzerinde yoğun çalışmalar yapılmaktadır. Bu çalışmalar sonucunda Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu kararı ile 2013-2014 Eğitim-Öğretim yılında İngilizce Öğretim Programını yeniden düzenlenmiştir. Bu düzenlemeyle kademe olarak İngilizce öğretimi 2. sınıf düzeyinde başlatılmış, yöntem değişikliğine gidilerek İletişimsel Öğretim Yöntemi kullanılmaya başlanmış, dinleme ve konuşma becerileri daha çok vurgulanmış ve teknolojiye daha çok ihtiyaç duyulmuştur. Bu araştırmanın amacı yeni düzenlenen İngilizce Öğretim Programı'nın sosyoekonomik düzeyleri farklılık gösteren devlet ilkokullarında nasıl uygulandığını incelemek, uygulanabilirliğini belirlemek ve uygulanma başarısına etki eden faktörleri ortaya koymaktır. Bu nedenle, sosyoekonomik durumları farklılık gösteren 3 okuldan ilkokul 4. sınıf düzeyinde 24 öğrenci ve 6 ilkokul İngilizce öğretmeni katılımcı olarak belirlenmiştir. Nitel araştırma yöntemlerinden gözlem ve görüşme teknikleri kullanılarak veriler toplanmıştır. Çoklu durum çalışması ile birden fazla durum yani sosyoekonomik düzeyi farklı okullar incelenerek bu durumlara ait veriler ortaya çıkarılmıştır. Ulaşılan veriler içerik analizi tekniği ile analiz edilmiştir. Bu analizler sonucunda sosyoekonomik düzeyleri yeterli ve kısmen yeterli olan okullarda yani araştırma yapılan okulların çoğunda yeni düzenlenen İngilizce Öğretim Programı'nın etkili bir şekilde uygulanabildiği ve sınıf içi faktörlerin bu duruma olumlu katkıda bulunduğu ortaya çıkmıştır. Sosyoekonomik düzeyi diğer 2 okula göre yetersiz olarak nitelendirilen okulda ise sınıf içi faktörlerin yetersizliği sebebi ile İngilizce Öğretim Programı'nın etkili bir şekilde uygulanamadığı belirlenmiştir. Bu sonuçlara dayanarak İngilizce Öğretim Programı'nın araştırmaya katılan okulların çoğunda etkili bir şekilde uygulanabildiği bununla birlikte sınıf içi faktörlerin yetersizliği sebebi ile programın uygulanmasında bütünsel başarıyı sağlayamadığı ortaya çıkmıştır.