Özet:
Araştırmada, çalışan kadınların eşinden gördükleri şiddetin ve yakınlarından aldıkları
sosyal desteğin çok yönlü eylemli kişilik, ruh sağlığı sürekliliği ve toplumsal cinsiyet
rolleri düzeylerini anlamlı bir biçimde yordayıp yordamadığı incelenmiştir. Ayrıca,
araştırmada eğitim ve gelir düzeylerine göre çalışan kadınların çok yönlü eylemli
kişilik, ruh sağlığı sürekliliği ve toplumsal cinsiyet rollerinin anlamlı bir farklılık
gösterip göstermediği de incelenmiştir. Araştırma, karşılaştırmalı betimsel ve
nedensel bir çalışmadır.
Araştırmanın çalışma grubunu 695 çalışan kadın oluşturmuştur. Araştırmada gerekli
verileri elde etmek için “Aile İçi Kadına Yönelik Şiddet Ölçeği”, “Çok Yönlü
Eylemli Kişilik Ölçeği”, “Ruh Sağlığı Sürekliliği Kısa Formu”, “Toplumsal Cinsiyet
Rolleri Tutum Ölçeği” ve “Kişisel Bilgiler Formu” kullanılmıştır. Veriler,
çözümlenirken SPSS21 Paket Programı’ndan yararlanılmıştır.
Araştırmada, öncelikle çalışan kadınların eşinden şiddet görme, çok yönlü eylemli
kişilik, ruh sağlığı sürekliliği ve toplumsal cinsiyet rolleri düzeyleri ile yüzdelik
değerleri hesaplanmıştır. Araştırmada, çalışan kadınların eşinden gördüğü şiddetin ve
yakınlarından aldıkları sosyal desteğin çok yönlü eylemli kişilik, ruh sağlığı
sürekliliği ve toplumsal cinsiyet rolleri düzeylerini anlamlı bir biçimde yordayıp
yordamadığını belirleyebilmek için Doğrusal Regresyon Analizi yapılmıştır. Ayrıca,
araştırmada eğitim ve gelir düzeylerine göre çalışan kadınların çok yönlü eylemli
kişilik, ruh sağlığı sürekliliği ve toplumsal cinsiyet rollerinin anlamlı bir farklılık
gösterip göstermediğini belirleyebilmek için MANOVA-Wilks’ Lambda(λ)
Testinden yararlanılmıştır. Farklılığın nereden kaynaklandığını belirleyebilmek için
Diskriminant (Ayırıcı) Analiz Testi kullanılmıştır.
Araştırmanın sonucunda, çalışan kadınların %61.2’sinin eşinden gördüğü şiddet
düzeyleri düşük; %38.2’sinin ise yüksek bulunmuştur. Çalışan kadınların
%51.2’sinin çok yönlü eylemli kişilik düzeyleri düşük; %48.8’inin ise yüksek
bulunmuştur. Çalışan kadınların %44.6’sının ruh sağlığı sürekliliği düzeyi düşük;
%55.4’ünün ise yüksek bulunmuştur. Çalışan kadınların %47.5’inin geleneksel
toplumsal cinsiyet rollerine sahip oldukları; %52.3’ünün ise eşitlikçi toplumsal
cinsiyet rollerine sahip oldukları bulunmuştur.
Araştırmanın sonucunda, eşinden şiddet görme değişkeninin, çalışan kadınların çok
yönlü eylemli kişiliklerinin (öz yeterlilik, öz saygı, iç denetim odağı ve yaşam
amaçları) anlamlı bir yordayıcısı olduğu bulunmuştur. Araştırmanın sonucunda,
eşinden şiddet gören çalışan kadınların çok yönlü eylemli kişilik özellikleri puan
ortalamasının, eşinden şiddet görmeyen kadınlarınkinden anlamlı düzeyde daha
düşük olduğu bulunmuştur.
Araştırmanın sonucunda, eşinden şiddet görme değişkeninin, çalışan kadınların ruh
sağlığı sürekliliklerinin (duygusal, sosyal ve psikolojik iyi olma) anlamlı bir
yordayıcısı olduğu bulunmuştur. Araştırmanın sonucunda, eşinden şiddet gören
çalışan kadınların ruh sağlığı sürekliliği puan ortalamasının, eşinden şiddet görmeyen
kadınlarınkinden anlamlı düzeyde daha düşük olduğu bulunmuştur.
Araştırmanın sonucunda, eşinden şiddet görme değişkeninin, çalışan kadınların
toplumsal cinsiyet rollerinin anlamlı bir yordayıcısı olduğu bulunmuştur. Araştırma
sonuçları, eşinden şiddet gören çalışan kadınların, toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin
geleneksel tutuma sahip olduğunu gösterirken eşinden şiddet görmeyen çalışan
kadınların, toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin eşitlikçi tutuma sahip olduğunu
göstermiştir.
Araştırmanın sonucunda, sosyal desteğe sahip olmak değişkeninin, çalışan kadınların
çok yönlü eylemli kişiliklerinin (öz yeterlilik, öz saygı, iç denetim odağı ve yaşam
amaçları) ve ruh sağlığı sürekliliklerinin (duygusal, sosyal ve psikolojik iyi olma)
anlamlı bir yordayıcısı olduğu bulunmuştur. Araştırmanın sonucunda, sosyal desteğe
sahip olan çalışan kadınların çok yönlü eylemli kişilik özellikleri puan ortalaması ve
ruh sağlığı sürekliliği puan ortalaması, sosyal desteğe sahip olmayan çalışan
kadınların çok yönlü eylemli kişilik puan ortalamasından ve ruh sağlığı sürekliliği
puan ortalamasından anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur. Ancak, araştırmanın
sonucunda, sosyal desteğe sahip olmak değişkeninin, çalışan kadınların toplumsal
cinsiyet rolleri tutumlarının (geleneksel ya da eşitlikçi) anlamlı bir yordayıcısı
olmadığı bulunmuştur.
Araştırmanın sonucunda, eğitim düzeyine göre çalışan kadınların çok yönlü eylemli
kişilik, ruh sağlığı sürekliliği ve toplumsal cinsiyet rolleri puan ortalamalarının
anlamlı olarak farklılık gösterdiği ortaya konulmuştur. Lisansüstü program mezunu
olan kadınların çok yönlü eylemli kişilik özellikleri puan ortalaması ve toplumsal
cinsiyet puan ortalaması en yüksek çıkmıştır. Ortaokul mezunu olan kadınların ruh
sağlığı sürekliliği puan ortalaması en yüksek çıkmıştır.
Araştırmanın sonucunda, ekonomik gelire göre çalışan kadınların çok yönlü eylemli
kişilik, ruh sağlığı sürekliliği ve toplumsal cinsiyet rolleri puan ortalamalarının
anlamlı olarak farklılık gösterdiği ortaya konulmuştur. Ekonomik geliri yüksek olan
çalışan kadınların çok yönlü eylemli kişilik, ruh sağlığı sürekliliği ve toplumsal
cinsiyet rollerinden eşitlikçi rol puan ortalamaları en yüksek çıkmıştır.
Araştırmanın bulguları, ilgili alan yazın ışığında tartışılmış ve öneriler sunulmuştur.