Özet:
Mart 1978 - Eylül 1980 tarihleri arasında yayımlanmış olan kültür dergisi Sanat Emeği'ni konu edinen bu çalışma, 12 Eylül öncesi dönemde kültür sanat alanının sorunlarını, amaçlarını ve içinde bulunduğu durumu bu dergi ve dergiyi oluşturan bileşenlerin bakış açısından incelemeyi amaçlamaktadır. En keskin örnekleri devrim dönemi Rusya'sında ve Weimar Almanya'sında görülebileceği üzere, ideolojik ihtilaf dönemleri, sanata toplumsal unsurlarla en zengin ilişkileri kurabildiği bağlamları sağlayabilmektedir. Türkiye 1970'ler boyunca benzer bir süreçten geçerken Sanat Emeği, doğrudan ve dolaylı olarak bağlantılı olduğu öncüllerinden, sarsıcı toplumsal koşulların politik bir kültürel üretim penceresinden okunması geleneğini miras almıştır. Bu anlamda Sanat Emeği'nin, Cumhuriyet tarihi boyunca gelişimini sürdüren, 1970'lerde ise görünürlük kazanarak kamusal alanda söz sahibi olan toplumcu geleneğin nihai, popüler ve en olgun taşıyıcısı olduğu söylenebilecektir. Tarihsel avangart gibi bu gelenek de, yalnızca estetik bir proje, sanatsal bir deney olmamış, her zaman toplumsal koşulları değiştirme, gündelik yaşamı dönüştürme, sanatla hayatı birleştirme hedefini yanında taşımıştır. Bu araştırma, Türkiye'de 12 Eylül darbesine varan süreçte sanattaki bu eğilimlerin gelişimini Sanat Emeği üzerinden incelemeyi, derginin ürettiği kültürel ve toplumsal söylemleri dönemin koşulları dahilinde tahlil etmeyi amaçlamaktadır. Bu amaç doğrultusunda tez çalışması, derginin tarihsel olduğu kadar teorik arka planını ve temellerini ortaya koymaya, somut toplumsal bağlamıyla kurduğu ilişkileri ve bu ilişkiler sonucunda ortaya koyduğu fikir ve üretimleri değerlendirmeye yönelik olarak hazırlanmıştır. Bu şekilde, Türkiye'de toplumu dönüştürme projeleri ile kültürel pratiklerin çarpıştığı, birleştiği ve ayrıldığı noktalar, popüler bir kültür dergisi aracılığıyla gözlemlenmiştir.